- Adalet, kılıcını bir adamın boynuna inmek üzere kaldırdığı her seferde, "Ceza yasalarını mutsuzluk nedir hiç bilmeyen kimseler çıkarırmış." diye düşünüyordum.
- Hemen hepimiz sabahtan, dünyayı avucumuzda tutarak, yüreğimiz aşka susamış olarak yola çıkarız; sonra, acı deneylerden geçtiğimiz, insanlara, olaylara karıştığımız zaman, farkına bile varmadan, her şey yavaş yavaş küçülür, yığın yığın küller arasında azıcık altın buluruz: İşte yaşam!
- Başkalarının mutluluğu, artık mutlu olamayanların avuntusudur.
- Zorbaca yasaklar, çocukta bir tutkuyu büyüklerde olduğundan da fazla biler; çocukların yalnız yasak şeyi düşünmek gibi bir üstünlükleri vardır; bu şey onlar için dayanılmaz bir çekicilik kazanır.
- Aşk yaşamı yeryüzü yasasının ölümcül bir istisnasıdır; her çiçek ölür; büyük sevinçlerin bir yarınları olursa, kötü bir yarınları olur. Gerçek yaşam bir bunalım yaşamıdır.
- "Dile gelmez tanımsız önsezilerin pençesindeyim: onur kırıcı tokalaşmalardan korkuyorum"
- "Bizi, bizim onu sevdiğimden daha çok seven kadının ayrıcalıklı olması, bize sağduyu kurallarını sık sık unutturuyor."
- " Yalnız şunu iyi bil ki, sana boyun eğerken, dokunamadığım tiksintileri ayaklarımın altına almak zorunda kaldım"
- "Hangi şair bize, dudakları ana memesinin acı sütünü emen, gülücükleri sert ve kırıcı bir bakışın yürek yakan ateşiyle bastırılan çocuğum duyduğu acıları anlatacak?"
- "Yeni doğmuş bir çocuk olan ben, hangi gururu incitebilirim?"