- Hangi durumda olursa olsun, kadınların erkeklerden daha fazla acı çekme nedenleri vardır, bu yüzden erkeklerden daha çok acı çekerler. Erkek güçlüdür, gücünün etkisini gösterir: Gider, gelir, düşünür, bir şeyler yapmaya çalışır, geleceği anlayıp teselli bulur. Charles da işte böyle yapıyordu. Ama kadın, yaşadığı yerde, hiçbir şeyin avutamadığı kederiyle baş başadır; kederin açmış olduğu uçurumun dibinde kadar iner, derinliğini ölçer; onu, genellikle duaları ve gözyaşlarıyla doldurur. Eugénie de böyle yapıyordu.
- Bazı kadınlar terk edildiklerinde, sevgililerini, rakiplerinin kollarından çekip alırlar ve rakiplerini öldürürler, sonra da dünyanın öbür ucuna darağacına ya da mezara sığınırlar. Bu, hiç kuşkusuz güzel bir şeydir; bu cinayetin nedeni, yüce bir tutkudur ve insan adaletinin de üstündedir. Bazı kadınlar da boyunlarını bükerler, acılarını sessizce çekerler ve öldüğü güne kadar ağarlar, bağışlanması için dua ederler, acılar çekerek bu yüzü omuzlarında taşırlar. İşte aşk budur; gerçek aşk, meleklerin aşkı, kendi acısıyla yaşayıp, ölen aşk...
- "Acılar sonsuz oluyor, sevinçlerin ise bir sınırı var..."
- Her şey olmayan sevgili, hiçbir şey değildir.
- Onu ne insanın beşiğini sevmesi gibi severim, ne de çölde bir vahanın sevilişi gibi severim.
Onu bir artist sanatı nasıl severse öyle severim... - Gülmeye imkan bulsa, bu gülüşü neşeli bir kırlangıç şarkısı olurdu!
Fakat kederlerinden bahsettikçe bu, arkadaşlarını imdadına çağıran bir kuğunun sesine ne kadar benzerdi! - "Yeni eğitim ve terbiye tarzı çocuklar için müthiş. Kendilerini bazı gereksiz bilgilerle tıka basa dolduruyor, bilimin darbeleri altında öldürüyor vevaktinden evvel yıpratıyoruz."
- Planlanmış mevkilere karşı gösterdiğiniz hürmet size karşı olması gereken hürmet için bir teminat değil midir? Toplumda herşey arasında ilişki vardır.
- Tuvalet kadınların boyalarıysa, şiirleri de mutluluktur.
- Burada insan kendi yolunu nasıl açar, biliyor musun..? Ya dehanın ışığı ile ya da ahlaksızlıktaki ustalıkla. Bu insan yığını içine ya bir top güllesi gibi düşmeli ya da bir veba gibi sokulmalı; dürüstlük hiçbir işe yaramaz. Dehanın gücü altında herkes iki büklüm olur. Herkes ona hınç duyar, çamur atmaya çalışır. Çünkü deha elde ettiğini paylaşmaz. Deha ayak direyince önünde herkes eğilir. Kısacası, insanlar dehayı çamura batıramayınca önünde diz çöküp ona tapınırlar.
Goriot Baba
Honoré de Balzac