- Myron'ın tek gördüğü renk siyahtı. Ölmek üzere olan çocuklarla dolu bir kat. Acı çeken, saçları dökülmüş erkekler ve kızlar, damarları toksinler ve zehirlerle kapkara olmuş.
- Eğer gerçek korkuyu görmek istiyorsanız, o çocukların anne ve babalarının gözlerinin içine bakmanız yeterliydi. Korkuyu anne ve babalar emiyordu ki, çocuklarına kalmasın.
- Eninde sonunda istemediğiniz şeyler görürsünüz. Hiç öğrenmemeniz gereken gerçekleri öğrenirsiniz. Can yakar, ama sonra geçer.
- Bir baba oğluna verdiğinde, ikisi de güler. Bir evlat babasına verdiğinde ise ikisi de ağlar.
- Hayatımda üç kadını sevmiştim. Birincisi Duke'ta okurken çıktığım gençlik aşkım Emily Downing'di. North Caro- lina'dan biriyle çıkmaya başladığında beni bıraktı. İkincisi, ruh ikizim sayılabilecek bir yazar olan Jessica Culver'dı. Aynı zamanda kalbimi un ufak eden kadındı, ama galiba sonunda ben onun kalbini kırmıştım. Artık hiçbir şey bilmiyorum. Bütün varlığımla sevdim onu ama bu asla yeterli olmadı. Şimdi evli. Stone adında bir herifle. Üçüncüsü tabii ki Ali Wilder. Kocası onbir Eylül'de ikiz kulelerde öldükten sonra çıktığı ilk erkek bendim. Aramızda güçlü bir sevgi vardı ama aynı zamanda diğer ilişkilerime göre daha sakin ve daha olgundu. Belki de bir ilişkinin bu şekilde olmaması gerekiyor. Sonunda canımın yanacağını biliyordum ama bu kadar tahripkâr olacağını bilmezdim. Acaba bunun da mı olgunlaşmayla bir ilgisi vardı? Ya da belki de yıllar geçtikten sonra, bir sürü kalp kırıklığından sonra esirgeyici olmaya başlıyordunuz.Belki de Ali haklıydı. Bizim ilişkimiz sonsuza kadar süremezdi. Bu kadar basit. Bu konuyla ilgili eski bir İbrani deyişi vardır: "İnsanlar planlar, Tanrı kahkahalarla güler." Ben bunun tipik örneğiyim.
- Aslında Harlan Coben'in kalemini çok sevmeme rağmen bu kitabı benim pek ilgimi çekmedi. Kurgusu çok başarılı diyemeyeceğim. Sonu ise, sanki ayaküstü düzenlenmiş gibiydi. Daha güçlü bir anlatıma sahip bir yazar olmasına nazaran bu romanında neden kurguyu ve konuyu başarıyla biz okurlara aktaramadı anlamış değilim. Çok kötü de diyemem ama beklentimin altındaydı diyebilirim. Yine de sıkılmadım okunabilecek bir kitap. Arzu edenler okuyabilir.
- Şimdi kendini daha fazla odaklanmış hissediyor musun? Diye sordu win. Vücudundan kayıp giden enerjiyi, dengeyi hissediyor musun? Evet çekirge hissediyorum. Çakıl taşlarını elinden almamı ister misin? Win müthiş bir çeviklikle bir hamlede kalkarak lotus pozisyonunu bozdu. Söyle bakalım bir karara vardın mı? Evet dedi myron sendeleye sendeleye tek bir hareketle kalkmaya çalışarak jessicaya her şeyi anlatacağım.
- İnsan zihninin, aslında içi yılanlarla dolu karanlık bir dehliz olduğunu öğrendim.
- İnsan zihninin, aslında içi yılanlarla dolu karanlık bir dehliz olduğunu öğrendim.
- Gençlik, savaş zamanıdır; kimse yara almadan kurtulamaz...