Hangisiyle yüzleşmeyi tercih edersiniz, tam yüzünüze karşı bir saldırıyı mı yoksa yılan gibi yüksek çimlerin arasında olanı mı? Arkanız olmazsa önümüz olamaz, inişiniz olmazsa çıkışınız olamaz ve karanlığınız olmadan aydınlığınız, bayağılık olmadan saflık, kötülük olmadan iyilik olacağını da hiç sanmıyorum...

En çirkin gerçek bile, en güzel yalandan yeğdir. Dünyam kararmıştı, ama eksenine de oturmuştu...

Bayağılık bir hamamböceğidir. Ölmez. Yuva yapar ve gizlenir. Onu öldürebileceğinizi hiç sanmıyorum...

Kimse kimseyi kendi çöplüğünde öldürmeye cesaret edecek kadar kör olamazdı...

İçinizde bir şey vardır. Eğilip bükülemez. Esnetilemez. Ama sonra, bir an gelir, onun iyice çekilip gerildiğini hissedersiniz. Eğer öyle bırakırsanız, içiniz parçalanır. İkiye ayrılacaksınızdır. Bunu bilirsiniz...

O fotoğraf. Acı verecek kadar sıradan okul fotoğrafı. Onu milyon kez gördün. Yıllıkta görürsün ve duyguların çalkalanmaya başlar. Bir çırpıda geçmişini, geleceğini görürsün. Gençliğinin neşesini, büyümenin acısını hissedersin...

Yapılan şeylerin sesi söylenenden daha gür çıkardı...

"Çocuklar mutluluktur. Ama aynı zamanda kalbinizi tahmin bile edemeyeceğiniz kadar parçalayabilirler..."

İnsanlar plan yapar, Tanrı gülermiş...

Nash on yaşındayken babasına biz öldüğümüzde ne olacak diye sormuştu.Babası da buna en iyi cevabı Shakespeare'in verdiğini söylemişti."Ölüm orada doğan hiçbir yolcunun geri dönmediği keşfedilmemiş bir ülkedir..."