- Ve pazar yerini terk etmeden önce yoluna boş ellerle giden hiç kimsenin kalmadığından emin olun.
- Bir hata işleyen biri hakkında sizden biri değil, aksine size yabancı ve dünyanıza davetsiz misafir olarak giren biriymiş gibi konuştuğunuzu işittim nice kez.
Fakat ben derim ki kutlu ve dürüst olan nasıl her birinizin içindeki en yükseğin ötesine yükselemezse, aynen şerir ve zayıf olan da içinizdeki en aşağıdan daha aşağıya düşemez.
Ve nasıl tek bir yaprak bütün bir ağacın sessiz bilgisi olmadan sararmazsa, aynen hata işleyen de hepinizin gizli iradeleri olmaksızın hata işleyemez. Bir kafile misali birlikte yürürsünüz. - Zira sizler, özgürlük arayışı tutkusu sizin için bir koşum hâline geldiğinde ve özgürlükten bir hedef ve tatmin olarak bahsetmeye son verdiğinizde ancak özgür olabilirsiniz.
- Fakat fazla özleyenin az özleyene "Ne sebepten yavaşsın ve mütereddit?" demesine izin vermeyin. Zira hakiki iyi, üryan olana "Elbisen nerede?" diye sormaz, ne de evsize "Evinin başına ne geldi?" diye.
- Aşk size işmar ettiğinde izleyin onu... Ve sizinle konuştuğunda da inanın ona.
- Deliliğimde hürriyetimi ve güvenimi buldum; tek başınalığın özgürlüğünü ve anlaşılmazlığın güvenliğini, çünkü bizi anlayanlar bizden bir şeyleri de tutsak edenlerdir.
- Bir adam bir düş gördü ve uyandığında yorumcuya giderek düşünü kendisi için yorumlamasını istedi.
Ve yorumcu adama dedi, "Bana uyanıklığında gördüğün düşlerle gel ki anlamlarını sana söyleyebileyim. Ama uykunun düşleri ne benim bilgeliğime aittir ne de senin imgelemine." - Çünkü onun ruhu, sizin kalbinizin
gerçeğini saklıyacaktır;
Tıpkı kadeh boşalıp, rengi unutulsa bile, şarabın tadının ağızda kalması gibi... - Çünkü gerçekten iyi olan, ne çıplak birine, "Neden elbisen yok?" diye sorar, ne de
evsiz olana "Evine ne oldu?" der. - Sizler yasa yapmaktan hoşlanırsınız fakat yasaları çiğnemekten daha çok hoşlanırsınız.