Ey Tanrı, beni yurdumdan koparıp başka bir diyara getirdin ve bana Ölüm'ün Yaşam'ın üstündeki, Elem'in de Mutluluk'un üstündeki gücünü açıkladın. Çorak yüreğimde beyaz bir zambak yeşertmiştin ama kurumuş bir çiçek göstermek için, yerimden ayrılıp uzaklardaki bir vadiye bıraktın beni.

Uykunun bastırdığı ama uyanıklığın direndiği karmaşık bir "herşeyi unutmuşluk" havasına dalıp gittim.

Ancak rüyalarımda anlayış dolu sesler beni gösterek fısıldaşıyor: "Hüznü ölen kişi, işte bu...".

Ne zaman özgürlüğu arama tutkusu
Sizi rahatsız eder,
Ne zaman ki özgürlüğün
Bir tatmin olduğundan bahsetmeniz sona erer,
İşt o zaman özgür olabilirsiniz gerçekten.

'' Siz kurallar koymayı çok seversiniz,
ama kuralları bozmayı daha çok seversiniz.
Tıpkı okyanus kıyısında sabırla kumdan kuleler yapan,
sonra da kahkahalarla onları deviren çocuklar gibi.''

Neşeniz, maskesi düşen kederinizdir.

Birbirinizi sevin, ama birbirinizi sevginizin kölesi yapmayın; sevgi, bırakın ruhlarınızın kıyıları arasında, gidip gelen, yükselip alçalan bir deniz olsun.

Ancak rüyalarımda anlayış dolu sesler beni gösterek fısıldaşıyor: "Hüznü ölen kişi, işte bu...".

Ne zaman özgürlüğu arama tutkusu
Sizi rahatsız eder,
Ne zaman ki özgürlüğün
Bir tatmin olduğundan bahsetmeniz sona erer,
İşt o zaman özgür olabilirsiniz gerçekten.

'' Siz kurallar koymayı çok seversiniz,
ama kuralları bozmayı daha çok seversiniz.
Tıpkı okyanus kıyısında sabırla kumdan kuleler yapan,
sonra da kahkahalarla onları deviren çocuklar gibi.''