- İnsan, yoldaşının sırtından rahatlık ve zevk içinde yaşamaktan hoşnuttu, parolası ve bahanesi ihtiyaç olmuştu ve vadesi gelince bu ihtiyaç başına dert açmıştı.
- Yaşamın rüya olduğunu söylerler, hatta acınası bir rüya; ama bir tanesi daha gerçekle çelişirse, bunun arkasında duramam.
- ?Hayalini kurmuş olduğum, İnsanlığın büyük zaferi aklımda farklı bir şekil aldı. Ahlak eğitiminde ve genel işbirliğinde benim düşündüğüm gibi bir zafer kazanılmamıştı. Bunun yerine, mükemmelleştirilmiş bir bilimle donanmış gerçek bir aristokrasi gördüm ve mantıklı sonuçlar için çalışan bu günün sanayi düzenini. Zaferi, yalnızca Doğa?nın üzerinde bir zafer olmamış, hem Doğa?yı hem de insan yoldaşlarını yenilgiye uğratmıştı.
- Yine de, o adanın dehşetinden tam anlamıyla kurtulabileceğimi sanmıyorum. Çoğu zaman zihnimin ta gerilerinde, sadece uzak bir bulut, bir anı ve belli belirsiz bir güvensizlik olarak kalıyor ama bazen öyle anlar geliyor ki bu küçük bulanıklık bütün göğü karartabilecek kadar büyüyebiliyor. O zaman etrafıma, arkadaşlarım olan insanlara bakıyorum ve dehşete düşüyorum. Yüzlere bakıyorum, canlı ve aydınlık, cansız ve tehlikeli, kararsız ve samimiyetsiz yüzler; ama hiçbirinde makul bir ruhun o dingin kendine hakimiyeti yok. İçlerindeki hayvan sürekli dalgalanıp kabarıyormuş gibi geliyor ve bir süre sonra gerileyiş, daha büyük bir çapta yeniden oynanacakmış gibi geliyor. Bunun bir yanılsama olduğunu biliyorum, etrafımda erkek ve kadın gibi görünenlerin gerçekten erkek ve kadın olduklarını, her zaman için öyle olduklarını, insanca arzularla dolu ve hassas kırgınlıkları olan, içgüdülerinin baskısından kurtulmuş, hiçbir fantastik kanunun kölesi olmayan, tam anlamıyla akıllı yaratıklar..
- "...İnsanlara bakıyorum ve dehşete düşüyorum... Sanki içlerindeki hayvan sürekli dalgalanıp kabarıyormuş gibi geliyor."
- ?Çığlık dışarıda daha da şiddetli duyuluyordu. Sanki dünyadaki bütün acılar bu çığlıkta ses bulmuş gibiydi. Yine de böyle bir acının yan odada çekiliyor olduğunu bilsem ve bu sessiz bir acı olsa, öyle inanıyorum ki ?o zamandan beri düşünüyorum bunu? buna çok daha kolayca katlanırdım. Ancak acı, bir ses bulup sinir uçlarımızı titrettiğinde bizi eline geçiren bu acıma duygusunu hissederiz. Parlak gün ışığına ve insanı yatıştıran deniz meltemiyle dalgalanan ağaçlara rağmen, kareli taşlardan yapılmış duvarın içindeki evden gelen sesleri duyamayacak kadar uzaklaşana dek, bütün dünya, ortalıkta savrulan kara ve kızıl hayallerle titreşen bir karmaşa olmaktan çıkamamıştı.?
- Gerçek bir kral, en büyük tehlikeleri göze alan ve en ağır yükleri taşıyan kişidir.
- Kıza bakarak konuşmaya başladı. Göremediği bir kalabalığa sesleniyordu. Sanki milyonlarca insan karşısındaki kızın güzel siyah gözlerine sığıvermişti. Ağır ağır konuşuyordu.
- Değişimin ve değişime gereksinimin olmadığı yerde akıl da yoktur.