- "Öylesine huzur içinde yaşıyoruz ki içimizde eceli gelen bile olmadı daha" dedi. "Gördüğünüz gibi mezarlığımız bile yok." Hükümetten yardım görmüyorlar diye kimsenin sıkıldığı yoktu. Tam tersine, hükümet şimdiye dek huzurlarını bozmadığı için herkes halinden hoşnuttu ve böyle de sürüp gitmesini istiyorlardı, bu kasabayı önüne gelen zıpçıktı emir versin diye kurmamışlardı."
- "Canlı canlı çürüyoruz." sf. 12
- "İnsanlık bir bedel ödemeden ilerlemiyor." sf. 26
- "Sansür konulduğundan beri gazeteler yalnız Avrupa' dan söz eder oldu," dedi. "En iyisi Avrupalılar buraya gelsin, biz de oraya gidelim. Böylelikle herkes kendi ülkesinde neler olup bittiğini öğrenebilir." sf. 27
- "Böyledir işte," dedi. "İnsanın nankörlüğü sınır tanımaz." sf. 30
- "Yüzyıllar sürer."
"Önemi yok. Büyük şeyler için bekleyen, küçük şeyler için de bekleyebilir." sf. 33 - "Birinden onu senin için daktilo etmesini isteyebilirdin." "Hayır," diye yanıtladı albay. "Ortalıkta dolanıp insanlardan lütuf istemekten bıktım artık." sf. 33
- Horoz boş konserve kutusunun yanında çok canlı görünüyordu. Albayı görünce kafasını geriye atıp gırtlağından neredeyse insan gibi sesler çıkardı. Albay ona bir suç ortağı tavrıyla gülümsedi:
"Hayat zor dostum." sf. 37 - Herkes ölümün bir kadın olduğunu söyler," .... "Ama ben bir kadın olduğunu sanmıyorum," dedi. sf. 42
- "Acil bir mektup bekliyorum," dedi. "Uçakla."
Posta şefi küçük bölmelere baktı. Okumayı bitirince mektupları ait oldukları kutuya koydu, ama bir şey söylemedi. Elindeki tozu silkti ve albaya anlamlı bir bakış fırlattı.
"Bugün kesinlikle gelmesi gerekiyordu," dedi albay.
Posta şefi omuzlarını silkti.
"Kesinlikle gelen tek şey ölümdür albay."
sf. 44