- (. . . ) Zira bu sualler kalbinin sualleriydi ve kalp; konusmaya , sual etmeye, tefekkür etmeye basladigi anda akil ona tabi olurdu ve sesim cikamazdi benim .
- imkansiz olsa da isittikleri, akli degilse de kalbi inaniyordu buna. Ve benim icin en tehlikelisi inanmis bir kalpti. ___ ___ ___ ___ ___ Lakin size bir haber vereyim Peygamber Efendimiz´den...Der ki ; nefsine zor gelen hakkinda hayirli olandir. Ölcü budur evlatlarim. ___ ___ ___ ___ ___ Allahí sevmeye gayret ededni Allah da severdi ve nefsinden yani ´ben´den bile korurdu onu.
- (...) Istanbul´u hic bu kadar yalniz görmedigimi düsünüyorum birden. Istanbul kalabaliklarin güzelligini örttügü sehir.
- ?Evlat? dedi. ?Sen nesin, kimsin, öğreneceksin elbet. Sen kulsun, ne edersen et, ne olursan ol, ister bir diyara sultan ister bir kapıda dilenci, istersen ilim yolunun nirengi, istersen cahillerin kara rengi ol, evvela kul ol. Dünyayı değil, Onu iste. Sen Onu istersen O zaten verir sana dünyayı. Ki dünya dediğin Onun muhabbeti yanında bir damla suyun toprakta bıraktığı nemdir ancak. Bil ki, dünya her gelene gönül veren, her gönül verdiğine söz veren, ?seninim? diyen bir aşüftedir. Dışı altın ile kaplanmış kara bir taştır o. Aldanma sakın rengine. Renk geçer gider, sen özü ara; suret silinip yiter, sen gözü ara. Unutma, dünya hançeriyle yaralarsan gönlünü yara geçer de izi kalır, derdi biter de sızı kalır. Sen kıymetsize değil, kıymeti sonsuza talip ol! Zira sultana köle olmak, kölelere sultan olmaktan evladır?!
- "İşte ben bunun için çok sevdim yağmuru. Zira gözünden akan yaş belli olmuyordu insanın. Ve ben ağlıyordum. Nedenini bilmiyorum ve bir neden de aramıyorum zaten. Ağlamak için bir nedene gerek yok."
- "eee devam etsene" diyor. "Saatlerce burada oturup kitap okumayacağız herhalde? Hem bak kaşabalıklaşmaya başladı etraf,insanlar bize tuhaf tuhaf bakacaklar" diyorum. "Okusak ne var ki? Ayıp mı yani yüksek sesle kitap okumak? İnsanlar ons kalabalığın içinde neler yapıyorlar da utanmıyorlar. Biz neden utanacağız ki? Hem bu okuduklarından hiçbir şey anlamadın mı sen? Baksana kitapta anlattığına insanların ne dediklerine ve ne diyeceklerine aldırmaman gerektiğini söylüyor zaten. Onlar kınayacak diye sen yaptığın şeyden eminsen eğer ve rahatsa vicdanın neden vazgeçeceksin. Onlar zaten ayıplarlar demeye çalışıyor kitap" diyor.
- Çocuklar bu dünyanın masumları... "Biz dahi çocukluğumuzda mı masumduk? Yahut masum olduğumuz vakit çocukluğumuza mı denk geldi?"
- ..... Beni her ne eylersen eyle, lakin âşık eyle Allah'ım.
- Bir insana güvenebilmek için gözlerini görmek gerekirdi. Gözlerine bakamadığın insana itimat edilmezdi ki zira insanın söz geçiremediği tek uzvuydu gözleri. İnsan bakışlarında gizlidir. "Susmak dilin zekatıdır" Nasıl ki, maçındaki günahları zekat ile temizlersen;dilindeki günahları da susarak temizlersin ancak. Aslolan konuşmak susmaktır." Müslümanların gücü vardo, lakin bölük bölük, parça parçaydı. Hani, Allah korusun, yok etmeyenler olsa-- ki vardı ve çok fazlaydı-- bu haliyle Müslümanları yok etmek çok da zor görünmüyordu. Hasılı Müslümanlara birlik gerekti ve bu birlik için evvela onlara bir büyük gaye, bir ülkü, bir maksat gereki. Öyle olmalıydı ki; koyacakları yerlere hep birden gitsinler, tutacakları elleri hep birden tutsunlar,ağlayacaklarsa birlikte ağlasın, gülecekse birlikte gülsünler... Kadın cihanın başıdır, cennet dergâhının aşıdır. Hatun ki, safi edep olmak için vardır ve edep en ziyade ona yakışır. Halkın temeli aile, ailenin temeli hatundur. Hatundur ki, İslam nuruyla nurlanmış olsun, o vakit her yeni doğan balanın gözünde İslam nuru parlar. Kadın iffetliyse âlem iffetlidir. vakit o vakittir ki, Müslümana müslüman düşmanlık eder. Dıştaki düşmanı yenmek kolay iştir, lakin içteki düşmanı yensen sahi canın acır. Aşk birbirinden habersiz aynı duayı etmek olmalıydı.
- .....Allah şehirleri fethedenleri değil, gönülleri fethedenleri unutturmaz. .....yaşamak demekti esasında ölmek. Yavaş yavaş ölmenin adına "yaşamak" denmişti. ..... Çocuklar bu dünyanın masumları... "Biz dahi çocukluğumuzda mı masumduk? Yahut masum olduğumuz vakit çocukluğumuza mı denk geldi?" .....insan ağlayınca dökülüyordu gönlündeki hüznün taneleri. .....belki de bütün yollar yanlız yürünmek içindi. .....Her garip kalmışın bir hamisi, her kimsesizin bir kimsesi vardı. ALLAH onaylandı.