- "..Hiç kimsenin başka birinin hayatını elinden almaya hakkı yoktur, başka insanlara daha kötü bir şeyin olmamasını önlemek dışında..."
- Ölmek hiçbir şeydi, El sordo'nun ölümle ilgili bir korkusu yoktu, ne de ölümle ilgili bir görüntü vardı kafasında. Ama yaşamak , gökyüzünde dolanan bir atmacaydı. Tahılın savurduğu, samanların uçuştuğu harman yerinde, tozlar içinde duran toprak bir testideki suydu yaşamak. Bacaklarının arasındaki bir attı yaşamak; bir bacağın altındaki karabinaydı, bir tepeydi, bir koyaktı, bir dereydi, vadinin uzak kıyısında, tepelerin üstündeki ağaçlardı , yaşamak...
- "Ama bir insanı vurmak, koca adamlar olduğumuz halde kardeşine el kaldırmak gibi bir duygu veriyor..."
- Beni sevmiyorsan eğer korkma ben seni ikimize de yetecek kadar çok seviyorum ...
- "Anlamak bağışlamaktır..."
- "Hayır. Öfkelenme. Öfkelenmek korkmak kadar kötüdür..."
- İnsan yenilmek için yaratılmadı" dedi dokunaklı bir sesle; "Ademoğlu mahvolur ama yenilmez..
- "Okyanus uçsuz bucaksız, kocaman. Benim tekneyse ufacık, nasıl görebilirlerdi?" diye güldü ihtiyar. Karşısında konuşacak birinin bulunmasının, kendi kendine ya da denizle konuşmaktan ne kadar güzel olduğuna kuşku mu vardı..? 'Seni özledim' dedi...
- 'Başkaları böyle yüksek sesle konuştuğumu duyacak olsa deli olduğumu düşünür' diye söylendi . 'Fakat kendim del olmadığımı bildikten sonra vız gelir, ne derlerse desinler...'
- Denizi her zaman İspanyolların, sevgiyle adlandırdıkları la mar olarak düşünürdü. Onu sevenler, kimi vakit kötü şeyler söyler ama yine de bir kadın olarak düşünürler. ... Yaşlı adam onu her zaman bir kadın, her zaman veren bir şey, ya da büyük yaralar sağlayan bir kaynak olarak düşünür ve eğer azıp etrafa kötülük saçacak olursa, bunu da idaresi dışında, doğası gereği kabul ederdi. Mehtap bir kadını etkilediği denli onuda değiştirir, bambaşka yapardı. La mar :dişilik sıfatıyla "deniz"