- "...ilgiyle, akılcı ve şaşmaz bir saptama yeteneğinden örnekler sergileyerek tıpkı tarihçiler gibi." syf. 131
"...benim beceriksizliğimin eseriydi.. Bir şeyi çok iyi yaptığını düşünerek gereğinden fazla kendine güvenmenin bir sonucuydu bu." syf. 229 - "..hiç kimsenin başka birinin hayatını elinden almaya hakkı yoktur, başka insanlara daha kötü bir şeyin olmamasını önlemek dışında." syf:322
"Ama bir insanı vurmak, koca adamlar olduğumuz halde kardeşine el kaldırmak gibi bir duygu veriyor." syf:466
"Anlamak bağışlamaktır.Bu değru değil." syf:375
"Son hiçler güzel değildir." syf: 376
"Hayır.Öfkelenme.Öfkelenmek korkmak kadar kötüdür." syf:408
"Bir fırtınada yerinden ayrılmamak, bir bakıma bir çok şeyi anlatır." syf:217 - "Herkes herkesi kendi haline bırakıyordu." syf:74
"Çünkü onlar hiçbir zaman kaybolmamıştı." syf:148
"Ağzın etrafındaki çizgiler yenilmişliğin ilk işareti olur her zaman. Kimse yenik görülmüyordu." syf:170
"...ölüm hakkında.. konuştuk. Hiçbirimizin hakkında hiçbir fikri olmamasına rağmen ölüm ile ilgili düşüncelerimi söyledim." syf:171
"Onu ölüme götürürken bir yandan da onu yeniden kazanmış oluyordu." syf:183 - Şimdi kalk ve ikimiz için de git. Ayağa kalk, Maria. Şimdi ikimiz birlikteyiz. Sen benden geriye kalansın. Veda etmeyeceğiz, çünkü biz ayrılmıyoruz. Git şimdi! Güçlü ol, bize göz kulak ol...
- İnsan kocayınca çalar saat gibi oluyor diye güldü adam. İhtiyarlar niye öyle şafakla uyanırlar bilmem. Günü azıcık daha uzun yaşayabilmek için mi acep ?
- «Bir gün olur, daha iyi yazarım,» diye sonraya bıraktığı birçok şeyler vardı, artık onları da yazamayacaktı,
demek. Ee, vaktiyle yazmaya baksaydı o da, ne vardı sonraya bırakacak? Belki zaten nasıl olsa
yazamayacaktı da hep böyle «sonra yazarım, sonra yazarım» diye kendini avutmuştu. Kimbilir, belki. Artık
bunu da öğrenemeyecekti. - «Bir gün olur, daha iyi yazarım,» diye sonraya bıraktığı birçok şeyler vardı, artık onları da yazamayacaktı,
demek. Ee, vaktiyle yazmaya baksaydı o da, ne vardı sonraya bırakacak? Belki zaten nasıl olsa
yazamayacaktı da hep böyle «sonra yazarım, sonra yazarım» diye kendini avutmuştu. Kimbilir, belki. Artık
bunu da öğrenemeyecekti. - Böyle balık ne gördüm ne duydum doğrusu. Ne olursa olsun onu öldürmek zorundayım. Yıldızları öldürmeye kalkmadığımıza iyi ediyoruz, ya bir de onu yapsaydık!
Ya bir de her gün ay'ı öldürmeye çalışsaydık? diye düşündü. O zaman ay kaçardı. Fakat ya her gün güneşi öldürmek gerekseydi? Şanslı adamlarız vesselam! - - Artık Tanrın yok mu?
+ Yok arkadaşım. Kesinlikle yok. Eğer Tanrı olsaydı, benim şu gözlerimle gördüklerimin olmasına hiçbir zaman izin vermezdi.
Bırak onların olsun Tanrı. Tanrının varlığını savunuyor onlar. Açıkçası dine inanarak yetiştirildiğim için onu özlüyorum ama şimdi insanın kendine karşı sorumlu olması gerekiyor. - + Ülkenizde faşist var mı?
- Faşist olduklarını bilmeyen ama zamanı geldiğinde bunu öğrenecek bir sürü insan var.