- Nasıl oluyor da gençler arasında bir soyun düşmanları bulunabiliyor? O budalalık zehrinin dengesiz hale getirdiği genç dimağlar, genç ruhlar da bulunabiliyor demek? Yaklaşan yirminci yüzyıl için ne büyük bir üzüntü, ne büyük bir tedirginlik kaynağıdır bu? s46
- İşçi ordusu, bir gün tüm toprağı çatlatacak ve köle olmaktan çıkıp efendi haline gelecektir.
- Yüzyıl sonunda, kan rengine bulaşmış bir akşam vaktinde, kesinlikle hepsini peşlerinden sürükleyecek bir isyanın kıpkırmızı görünümüydü. Evet, bir akşam vakti, dizginlerini koparan, gemi azıya alan halk, böyle döt nala koşacaktı yollarda. Burjuvaların kanını akıtacaktı dereler gibi, kesik başları gezdirecek, kırılan kasalardan dökülen altınları her tarafa saçacaktı. Kadınlar uluyacak, erkekler de ısırmak için kurt çenesini andıran çenelerini açacaklardı. Evet, gene paramparça giysileri, gene saboların yankılanan tıkırtılaı, pislik içindeki bedenleri, kötü kokan nefesleri, dizginlenemeyen barbar taşkınlığıyla o öfkeli, dehşet verici kalabalık alt üst edecekti ortalığı. Her tarafta yangınlar çıkacak, taş üstünde taş kalmayacak, yoksulların bir gecede kadınlara saldırıp, varlıklı kimselere ait şarap mahzenlerini boşaltacağı o müthiş şehvet ve yeme sefahatinden sonra ilkel insanlar gibi ormanlara dönülecekti. Belki de yeni bir ünyanın geleceği güne kadar hiçbir şey kalmayacaktı. Ne para ne şöhret. Evet, doğanın bir gücü gibi bunlar geçiyordu yoldan işte ve içerdikleri de yüzlerinde bunların korkunç rüzgarını hissediyorlardı. Başka bir çığlık, Marseillaise'i bastırdı: Ekmek! Ekmek! Ekmek!
- Erkekler kendilerini idare etmelidirler.
- Dinle bak...İnsan birkere öldü mü bir daha dirilmez artık.Anladın mı ha?
- İşin kötü yanı şu ki ,insan her şeye alışır,ama aç oturmaya alışamaz.
- ana, artık erkek ayrımı yapmamaktadır. Yeter ki para gelsin. Paris'in dışında bir malikane alır. Orada kraliçeler gibi yaşamaya başlar. Harcamaları hat safhasındadır. Hizmetçileri, aşçıları ve özel şoförü vardır... Gideri çok fazla olduğu için sermaye olarak kullandığı erkekleri adeta kıyma makinesinde kıyar gibi harcamaya çalışır.
- Yaşamın kederli geçen günleri arasına,seyrek de olsa bazen ,neşeli günler serpiştirilmiştir.Birbirini sevmeyen ,hatta birbirinden nefret eden insanlar,böyle günlerde birbirlerine yakın görünürler.
- Herkes ,mutlaka bu yoldan geçip gidecek.Hiç kimse ne önde ,ne de arkada kalır.Toprağın altında herkese yetecek kadar yer vardı.Geç kaldım deyip budalalık etmek...Bunların hepsi boş şeyler...Bana gelince:Ben ,her zaman işimi yapmaya hazırım!Ey fani dünya,kimisi biran önce gitmek ister;bazıları da senden ayrılmak istemez.
- Ama o da yavaş yavaş bu hayalin büyüsüne kaptırıyordu kendini.Hayal gücü ayaklanıyor, o düşler ülkesine dalarak gülümsüyordu sonunda ...Bir saat için bile olsa,bu acı hayatı unutmak ne de tatlıydı!İnsan hayvanlar gibi burnu yerde sürterek yaşadı mı ,asla ulaşamayacağı şeylere biraz olsun kendini kaptırıp eğlenecek bir yalanı olmalıydı!Onu asıl etkileyen ,genç adamın eşitlik fikriydi.