- İşçi mahallesindeki gizli sevişmeler hepsinin ortak konusuydu, genç kızlarla oğlanlar aynı zamanda baştan çıkıyor, mahalle halkının damına seriyorlardı postu.
- Ancak jambon kokusu, yere dökülen sularla oynayan Lénore'la Henri'nin burunlarına ulaşmıştı. Geldiler, oğlan önde, kız arkada, babalarının karşısına dikildiler. Gözler her lokmayı izliyor, umutla tabaktan kalkışına bakıyor, sonra, kederli bir yüzle babalarının ağzına girdiğini görüyorlardı. Derken baba, çocukların soluğunu kesen, ağızlarının suyunu akıtan iştahın farkına vardı.
- Yalnız inanır mısın, Piolaineliler on para vermediler; ama neme lazım, yine de iyi insanlar, çocukları giydirdiler, para isterken bilsen ne çok utandım, yerin dibine geçtim, hiç alışık değilim çünkü böyle şeylere.
- ...İnsan gençken, günün birinde rahata ereriz sanıyor. ama yoksulluğun sonu bir türlü gelmiyor. bir türlü bu çemberden çıkamıyorsun.
- ... her yeni çocuğu eli iş tutar tutmaz bir kazanç aracı durumuna getiren geleneksel yoksulluğun acısı vardı. s.193
- Koskoca adam iskemlelerden birine çökmüştü, elli frankı masanın üstüne atmış, çocuk gibi hıçkırıyordu.
-Al işte, hepsi bu! diye kekeledi...Hepimizin kazancı bu. s190 - Yine korkunç çığlık koptu ve Marseilleise'i bastırdı: -Ekmek! Ekmek! Ekmek! S366
- -Pazar günü ayine kelin diye haykırdı papaz. Tanrı her şeyin çaresine bakar! S410
- Onca insanın kanına girdiği halde doymak bilmeyen Voreux adlı bu canavarı gebertecekti artık! S476
- Gerilere kaçmış olan Bay Hennebeau ağlıyordu.