- Vardır ya, hani bir yer, uzakta çok uzakta Ölüm mü ? yok canım, çok sesli bir evrende çok erken daha Üstelik bilmiyoruz da, doğrusu bilmiyoruz, ölüm mü, bunu hiç bilmiyoruz Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarla Tavşansı sıçramalarla bitirsek şu ormanı Böylece, niye olmasın, işte bir orman daha Sanki bir gölgeye geldik; yorulduk, acıktık, susadık biraz Ve doyduk, ve içtik, ayıldık bir anlamda Ayıldık ve sorduk, baktık ki hep ormandayız Kaç kere ölmemişiz, kaç kere sormamışız, bu kaçıncı dalgınlığımız Yani kaç sesli bir evrende kaç kere yalnız Ne ölmek, ne ansımak! sadece yaşamakla Tam öyle gibi.. Demeyin: eh, biraz yorulsak da Demeyin, sakın haa, yok şu kadarcık bir şey insanın sonsuzunda Şu kadarcık bir şey ? öyleyse., yani biz şimdi ne yapsak acaba Biz şimdi ne yapsak, biz şimdi ne yapsak, biz işte biraz bilmiyoruz ya Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarla.
- Ben mutsuz kişiyim, size yüzümü getirdim bu anlamda
- Örneğin ölüversem şu daralmış yüreği kullanaraktan Ölüversem şuracıkta Bakınca herkes orama burama Derler mi bir ağızdan: bu ölen de kim Hey tanrım! bu ölen de kim, yani kim yaşamış kendi adına. Yani kim yaşamış kendi adına Vardır ya, hani hep görürsünüz, berber dükkânlarında Tam önünde kapının, beyazla kırmızı bir şey döner Döner de döner öyle; hani bir simge, bir şey Hani ne başlar ne biter Hani ne vardır ne yoktur Tanrısal bir harekettir din adamlarınca Bana sorarsanız büsbütün hareketsizlik
- Ah yaşasam diyorum, o günü bir daha yaşasam Ve hüzün? isterik bir kadın gibi üstüne çekse beni.
- İnsan, insan, insan! ben miyim başkaları mı
- Yani bir sonsuza varmayı boyuna ? biz ikimiz seninle Ama sen kimsin işte? bunu hiç sormamalı Bunu hiç sormamalı; bitmesin, sürsün diye Böylece, azıcık vakit olmalı.
- İnsan, insan, insan! ben miyim başkaları mı
- sahi ben gene mi yalnızlıyorum
- Dedim ya, ne gelirse yapıyorum elimden ? unutmak için
- Tam öyle gibi, varıyor gibi bir mutluluğa