- Sonsuza kadar yaşamak istiyorsan, ilk adım olarak ölmek zorundasın.
- Hayattan bir şeyler beklemek veya pişmanlık duymak gereksiz ve aptalca lükslerdi.
- ''Sizin Tanrınız bir bahçenin ortasına bir elma ağacı koyar ve der ki 'hey arkadaşlar ne isterseniz yapın, ama bu elmayı yemeyin.' Sürpriz sürpriz, elmayı yerler ve o da saklandığı çalının arkasından fırlayarak bağırır 'Yakaladım, yakaladım.'.Oysa yemeselerdi de sonuçta bir şey değişmeyecekti.''
''Niye değişmesin?''
''Çünkü eğer karşındaki, kaldırıma içinde tuğla bulunan şapkaları bırakmaktan hoşlanan bir zihniyete sahipse, gayet iyi bilirsin ki bundan vazgeçmez. Er ya da geç seni gafil avlar.'' - Dana pirzolasını galeta ununa bulamanın zorluğu yetmezmiş gibi, bir de bu insanlar benden hayatlarını düzeltmemi istiyorlar.
- İntihara karar veren birinin espri anlayışı da körelir. Yanlış bir kelime ederseniz, haftaya cenazesi kalkar.
- Onun hayatını kurtarmaya çalışmak büyük bir zaman kaybı. İnsanlar hayatlarının kurtulmasını istemiyorlar. Hiç kimse sorunlarının çözülmesini istemiyor. Dramlarının. Önemsiz meselelerinin. Hikayelerinin çözümlenmesini, pisliklerinin temizlenmesini istemiyorlar. Çünkü geriye ne kalacağını biliyorlar. Büyük ve korkunç bir bilinmeyen.
- Felsefenin onları nereye götürdüğüne bakın hele.
Hepsi öldü. Ben hayattayım. Danışman öldü. Herkes öldü.
Dava düştü.
Banyoda tıraş bıçakları var. İçebileceğim iyot var. Yutabileceğim uyku hapları var. Seçim meselesi. Yaşa ya da öl.
Aldığımız her nefes bir seçim.
Geçen her dakika bir seçim.
Olmak ya da olmamak.
Kendinizi merdivenden atmadığınız her an bir seçimdir. Arabanızı duvara çarpmadığınız her an hayata yeniden başlıyorsunuz. - İnsanların neden uyuşturucu kullandıklarını anlamaya başlıyorum. Çünkü zamanın sınırlı olduğu, kanunlar ve emirlerle dolu ve mülkiyete dayalı bu dünyada insanların yaşayabilecekleri tek gerçek kişisel macera bu.
- "Düzenlere dikkat etmek yeterdi" diyor Fertility. "Bütün düzenleri gördükten sonra bilinene dayanarak geleceği tahmin edebilirsin."
Fertility Hollis'e göre kaos diye bir şey yok.
Sadece düzenler var; düzenlerin üstünde düzenler, diğer düzenleri etkileyen düzenler var. Düzenlerin içinde gizlenen düzenler ve düzen içinde düzenler var.
Eğer yakından bakarsan, tarihin kendini tekrar etmekten başka bir şey yapmadığını görürsün, diyor.
Kaos dediğimiz şey aslında henüz tanımadığımız düzenlerden ibaret. Tesadüfler henüz çözümleyemediğimiz düzenden ibaret. Anlamadığımız şeye saçma diyoruz. Okuyamadığımız şeye laf salatası diyoruz.
Özgür irade yok.
Değişkenler yok.
Sadece kaçınılmaz olan var. Sadece bir gelecek var ve seçme şansımız yok.
İşin kötü yanı hiçbir şeyi kontrol edemiyoruz.
İşin iyi yanı ise hata yapma ihtimalimiz yok. - Bu ömür boyu sahip olduğum altı yüz kırk birinci balık. Tanrı'nın yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce ilk balığımı almıştı. Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin...