- Başıma bir silah dayayıp beynimin parçalarıyla duvar resmi yapsaydın?
- Ben pisliğim. Senin ve bütün dünyanın gözünde ben pisliğin, iğrencin, ruh hastasının tekiyim. Nerede yaşadığım, ne hissettiğim, ne yiyip ne içtiğim, çocuklarımın karnını nasıl doyurduğum ya da hastalandığımda doktor parasını nerden bulduğum senin umrunda bile değil. Ve evet, aptal, bıkkın ve güçsüzüm; ama yine de senin çözmen gereken bir sorunum.
- Hepimiz, kendi kendimizin gübresiyiz. Kendinizi sürekli olarak dönüştürüp kullanışlı hale getirmelisiniz...
- Antik Yunan kültürü uzmanları, o dönemde yaşamış insanların fikirlerini kendilerine ait saymadıklarını söylüyor. Antik Yunanlılar akıllarına bir fikir geldiğinde, bir tanrı veya tanrıçanın kendilerine bir emir verdiğini sanıyorlardı. Apollon onlara cesur olmalarını söylüyordu. Athena ise aşık olmalarını söylüyordu.
Günümüzde insanlar ise ekşi kremalı patates cipsi reklamı duyar duymaz, satın almak için hemen sokağa fırlıyorlar ama buna özgür irade diyorlar artık.
Antik Yunanlılar en azından dürüstlermiş. - "Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. Bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız. Bizi bir gün milyoner olacağımıza, film yıldızı, rock yıldızı olacağımıza inandıran televizyon programlarıyla büyüdük, ama bunların hiçbirini olamayacağız. Bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok ama çok kızgınız
- peter bir sanatçının vazifesi kaostan düzen yaratmak derdi. ayrıntıları toplarsın, model oluşturur, düzenlersin. anlamsız gerçeklerin anlamlı olmasını sağlarsın. her şeyden birer parça alarak bir araya getirirsin. karıştırıp tekrar düzenlersin. kolay. montaj. toplama.
- "zayıfmış gibi yaparsanız, güz kazanırsınız. kendinizi güçsüz göstererek diğer insanların kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayabilirsiniz. insanların sizi kurtarmasına izin verin. aslında siz onları kurtarırsınız."
- "hepimiz aynı televizyon programlarını izliyoruz,' diyor dudak. 'radyoda aynı şeyleri duyuyoruz, birbirimize aynı şeyleri söylüyoruz. hayatın hiç sürprizi kalmadı. hep aynı şeyler olup duruyor. tekrarlar.'
deliğin içindeki kırmızı dudaklar 'hepimiz aynı televizyon programlarıyla büyüdük. sanki hepimize aynı suni hafızadan takılmış. çocukluğumuzla ilgili hiçbir şey hatırlamazken, komedi dizilerindeki ailelerin başına gelenlerin hepsini gayet iyi biliyoruz. hepimizin belli başlı hedefleri aynı,' diyor.
dudaklar 'gelecek parlak değil,' diyor.
'çok yakında aynı anda aynı şeyleri düşünmeye başlayacağız. mükemmel bir uyum içinde olacağız. senkronize. birleşmiş. eşit. kati. karıncalar gibi. böcekler gibi. koyunlar gibi." - O kadar çok şey öğrenmiştik ki, düşünecek zamanımız kalmamıştı.
- Sonsuza kadar yaşamak istiyorsan, ilk adım olarak ölmek zorundasın.