- Ama şimdi o büyük aşk geldi ve beni kendine çekiyor... Ona yüz mü çevireyim?
- Canlı bedenler kül oldu; ölümsüz madde,bedenleri taşa,suya, buluta dönüştürdü ve canlarını tek bir ruha topladı. Ben evrenin ortak ruhuyum... Büyük İskender'in, Sezar'ın, Shakespeare'in, Napoleon'un ruhları da, sülüğün ruhu da bende toplandı. Ruhumda insanın bilinci hayvanın iç güdüsüyle kaynaştı ve ben her şeyi hatırlıyor ve her bir yaşamı kendimde tekrar sürdürüyorum.
- Ben bir martıyım. Hayır! Bunu demek istememiştim... Bir aktrisim ben. Evet ben bir aktrisim!
- Onu seviyorum... Onu eskisinden daha güçlü seviyorum... Küçük bir hikâye konusu. Onu büyük bir tutkuyla umutsuzca seviyorum.
- Felsefe yapmak ne kadar kolay doktor, ama sıra konuşulanları hayata uygulamaya gelince hiç de öyle değil.
- İnsanın altmış iki yaşında hayatından memnun olmadığını söylemesi, değer bilmezliktir itiraf ediniz...
- Şımarıklık bu... Tabiat yasalarına göre her başlangıcın bir sonu vardır.
- Saçma! Umutsuz âşıklar sadece romanlarda olur. Boş şeyler bunlar! İnsanın kendini bırakmaması ve olmayacak şeylerden medet ummaması gerekir. Aşk bir kalbe yerleşti mi onu oradan söküp atmalı.
- Şımarıklık bu... Tabiat yasalarına göre her başlangıcın bir sonu vardır.
- Hayır... Ben de kadınım, benimle böyle konuşma... Bana acı çektirme Boris... Çok korkuyorum...Genç,güzel, şiirsel bir aşk; bizi düşler dünyasına götüren aşk... Bizi yeryüzünde ancak o mutlu kılar !