Yıldızlar öyle parlak ve yakın duruyorlardı ki, insanın ayaklarının ucuna basıp onlara dokunmaya çalışması mantıksız bir davranış olarak karşılanmazdı.
Diğer O. Henry (William Sydney Porter) Sözleri ve Alıntıları
- Bağırıp çağıramayacak kadar mutluyum Ted. İnsanlar yat satın almaktan ya da saray arabalarında dolaşmaktan ne anlıyorlar sanki! Oysa böyle bir bahar sabahı ufacık bir binek arabasıyla bir çift beygir insanı mutlu etmeye yetiyor.
- Bir insan ne istediğini biliyorsa ve istediği bu şeyi elde edebiliyorsa, kırk milyon doları olan bir adamdan ne farkı var?
- John yavaş yavaş dairesine doğru yürüdü. Yavaş yürüdü; çünkü onun günlük yaşam sözlüğünde "belki" diye bir kelime yoktu. İki yıldır evli olan ve apartman dairesinde oturan bir adamı sürprizler beklemezdi. John Perkins yürürken monoton geçen günün kaçınılmaz sonuçlarını mahzun ve ezik bir kötümserlikle önceden tahmin ediyordu.
- Beklemekten yoruldum. Düşünmekten yoruldum. Her şeyi bırakıp o zavallı yorgun yapraklardan biri gibi süzüle süzüle gitmek istiyorum.
- Sokak köpeğinin neye benzediğinden emin değildim ama ona benzer bir şeydim. Ne arkadaşlarım, ne bir eğlencem, ne de hayattan aldığım bir zevk vardı. Ailemin mutluluğu kurban edilmişti. Hayatın en güzel çiçeklerinden bal emip iğnesini kaybetmekten korkan bir arıydım.
- Yıldızlar öyle parlak ve yakın duruyorlardı ki, insanın ayaklarının ucuna basıp onlara dokunmaya çalışması mantıksız bir davranış olarak karşılanmazdı.
- Bağırıp çağıramayacak kadar mutluyum Ted. İnsanlar yat satın almaktan ya da saray arabalarında dolaşmaktan ne anlıyorlar sanki! Oysa böyle bir bahar sabahı ufacık bir binek arabasıyla bir çift beygir insanı mutlu etmeye yetiyor.
- Bağırıp çağıramayacak kadar mutluyum Ted. İnsanlar yat satın almaktan ya da saray arabalarında dolaşmaktan ne anlıyorlar sanki! Oysa böyle bir bahar sabahı ufacık bir binek arabasıyla bir çift beygir insanı mutlu etmeye yetiyor.
- Sokak köpeğinin neye benzediğinden emin değildim ama ona benzer bir şeydim. Ne arkadaşlarım, ne bir eğlencem, ne de hayattan aldığım bir zevk vardı. Ailemin mutluluğu kurban edilmişti. Hayatın en güzel çiçeklerinden bal emip iğnesini kaybetmekten korkan bir arıydım.
- James Turner'ın mutluluk anlayışı, tıpkı sizin veya benim olduğu gibi, kendine hastı.