Kimse bedeninde, kılık kıyafetinde, yüzünde taşımıyor yaşadıklarını. Yüreğinde, belleğinde, çığlığında taşıyor.
Diğer Oya Baydar Sözleri ve Alıntıları
- Bitince, çekip gitmeli. Uzatmalarda gol atma hayaline kapılmadan, sessizce, efendice terk etmeli sahayı. İster bir iklim, bir şehir, ister bir aşk, bir insan, ister bir savaş, bir inanç olsun; yenilince, tüketince direnmemeli. Bırakıp gitmeyi, yaşanmış olanın güzelliğini korumayı bilmeli.
- ''Belki de hepimiz, her şeyi seziyoruz, biliyoruz. Ama gözümüzü, kulağımızı kapatıyoruz. Görmüyoruz, duymuyoruz; çünkü görüp duyarsak bir şeyler yapmamız gerekecek. Ve konuşmuyoruz; çünkü korkuyoruz. Canavarın kuyruğuna yapışmıyoruz. Aman bırakın, sakın uyandırmayın canavarı, diye bağırıyoruz dışardan. Canavarı yakalamaya çalışır gibi yapanların kim olduğunu, neye hizmet ettiklerini de bilmiyoruz. Belki de canavarın ta kendisidir kendi kuyruğuyla oynayıp bizimle alay eden.''
- Aşkta ve inançta soru sormaya başladın mı büyü bozulur. Dindar soru sormaz; aşık da, kör militan da öyledir. Onlar inanırlar ve inandıkları için huzurludurlar
- Bitince, çekip gitmeli. Uzatmalarda gol atma hayaline kapılmadan, sessizce, efendice terk etmeli sahayı. İster bir iklim, bir şehir, ister bir aşk, bir insan, ister bir savaş, bir inanç olsun; yenilince, tüketince direnmemeli. Bırakıp gitmeyi, yaşanmış olanın güzelliğini korumayı bilmeli.
- ''Belki de hepimiz, her şeyi seziyoruz, biliyoruz. Ama gözümüzü, kulağımızı kapatıyoruz. Görmüyoruz, duymuyoruz; çünkü görüp duyarsak bir şeyler yapmamız gerekecek. Ve konuşmuyoruz; çünkü korkuyoruz. Canavarın kuyruğuna yapışmıyoruz. Aman bırakın, sakın uyandırmayın canavarı, diye bağırıyoruz dışardan. Canavarı yakalamaya çalışır gibi yapanların kim olduğunu, neye hizmet ettiklerini de bilmiyoruz. Belki de canavarın ta kendisidir kendi kuyruğuyla oynayıp bizimle alay eden.''
- Aşkta ve inançta soru sormaya başladın mı büyü bozulur. Dindar soru sormaz; aşık da, kör militan da öyledir. Onlar inanırlar ve inandıkları için huzurludurlar
- Kedi eve geleceği gün hepimiz tedirgindik. Hayvana alışamamaktan korktuğumuz için değil, alışmaktan korktuğumuz için. Bir kedinin, birden, yerleşikliğin simgesi oluvermesinden korktuğumuz için. Kapalı durakların bir köşesine büzülüp sızan berduşlar gibi, durağımıza alışıp, evden uzaklaşıp, orada kalıvermekten korktuğumuz için.
- Kimse bedeninde, kılık kıyafetinde, yüzünde taşımıyor yaşadıklarını. Yüreğinde, belleğinde, çığlığında taşıyor.
- Yazı yazarak, yazı tartışarak sabahladığımız; dünyayı, savaşı, devrimi, sosyalizmi, insanı, kendimizi belki hiçbir zaman yapmadığımız kadar ciddiye aldığımız inançlı, coşkulu, özverili, umutlu 25 yaşımız, 30 yaşımızdı.
- Allah kahretsin! Huzur niye kötü bir şey olsun ki! Hep diken üstünde, hep tamamlanmamış işlerin, yerine getirilmemiş görevlerin ağırlığıyla gergin mi yaşamalı insan? Kafası karmakarışık. Kötücül düşüncelerinden, acıya karşı süpap işlevi gören yersiz öfkesinden ve kendinden hoşnutsuz, yatağa çöküyor.