Diğer Hannah Arendt Sözleri ve Alıntıları
- "Bu hükumet ülkenin özgürlüğünü korumuyor. Doğrunun ve yanlışın ne olduğuna çoğunluğun değil de vicdanın karar verdiği bir hükumet sistemi olamaz mı? Bence önce insan, daha sonra uyruk olmalı ve yasaya değil adalete saygıyı esas almalıyız. Yasalar insanı bir zerrecik olsun daha adil hale getirmedi. Hatta yasalara duyulan saygı nedeniyle, iyi niyetli insanlar bile her gün adaletsizliğin aleti oluyor. "
- "Devlet hiçbir zaman bireyin zihinsel ve ahlaki iç dünyasıyla yüzleşmez; sadece vücudu ve de duyularıyla karşı karşıya gelir. Bireyle kıyaslandığında devletin ne daha üstün bir mantığı ne de dürüstlüğü söz konusudur. Üstün olduğu tek şey fiziki güçtür. Ben zora maruz kalmak için doğmadım. Kendi usulüme göre nefes alacağım. Görelim bakalım, kim daha güçlüymüş. Bir kitlenin gücü nedir ki? Beni sadece benimkinden daha yüksek bir ilkenin takipçileri zorlayabilir."
H.D. Thoreau - "Başlangıçta atılan adımın cılız olması hiç önemli değildir: İyi yapılan bir şey ebediyen yapılmıştır, kalıcıdır."
H.D. Thoreau - "Haksız yasalar vardır. Onlara memnuniyetle itaat mi edelim, yoksa değiştirme çabasına mı girelim? Değiştirmek istiyorsak, bunu başardığımız zamana kadar itaat mi edelim, yoksa derhal mi ihlâle girişelim? Herhalde hükumetin kabullenemeyeceği tek saldırı, otoritesinin bilinçli ve aktif biçimde reddedilmesidir."
H.D. Thoreau - "Peki, vicdanlar yaralandığında, dökülen de bir tür kan değil midir? Hem de bu yaradan insanın gerçek insanlığı ve ölümsüzlüğü akıyor ve insan sürekli yinelenen bir ölüme gidiyor. Bugün ben bu kanın akışını görebiliyorum."
H.D. THOREAU - "Devlet sanki günah işlediği zaman kendisini teşhir etmek üzere birini görevlendirecek düzeyde pişman, ama günah işlemekten bir an bile vazgeçmeyecek derecede pişkindir. Sonuçta düzen ve uygarlık adına kendi kötülüğümüze boyun eğme ve onu destekleme noktasına getiriliyoruz. İşlenen günah karşısındaki ilk yüz kızarmasını adamsendecilik izler. Önceleri ahlaka aykırı olan şey ahlakın konusu olmaktan çıkar ve kendimize kurduğumuz hayatın bir parçası haline gelir."
H.D. Thoreau - "Bir insanı haksız yere içeri tıkan bir yönetimde, onurlu her insanın olması gereken yer cezaevidir. Kaçak köle, şartlı salıverilen Meksikalı savaş suçlusu ve ırkına yapılan haksızlıktan şikayetçi Kızılderili, bu insanları cezaevinde, yani bu yalıtılmış ama daha özgür ve daha onurlu yerde, devletin kendisinden yana olmayıp, karşı olan herkesi kapattığı köleci bir devlette özgür bir insanın şerefiyle yaşayabileceği bu biricik evde bulacaktır.
Belki kimileri ceza evine kapatılan insanların etkilerini yitireceklerine, seslerinin artık devlete ulaşamayacağına, devlet karşıtlıklarının duvarların arkasında etkisiz kalacağına inanabilirler; ancak bunlar, doğrunun yanlıştan daha güçlü olduğunu ve haksızlığı az da olsa kendi benliğinde yaşayan insanların nasıl daha etkin mücadele edeceklerini bilmiyorlar.
Sadece bir kağıt parçasını oy sandığına atmakla kalma, bütün gücünü, bütün etkini kullan. Çoğunluğa uyan bir azınlık güçsüzdür, hatta böyle bir durumda azınlık bile sayılmaz. Ama bütün gücünü ortaya koyduğu an yenilmez olacaktır. "
H.D. Thoreau - İyinin düşmanı kötü değil, düşünce yokluğudur.
- Otoriteyi korumak için, kişi ya da makama duyulan saygıyı ayakta tutmak gerekir. Dolayısıyla otoritenin en büyük düşmanı ve onu zayıflatmanın en kesin yolu, kahkahadır. (sf. 56)
- Yasadışı olmasına rağmen sivil itaatsizlik gizli değil, açık/aleni bir eylemdir. Alenilik sadece eyleme katılanların kendilerini gizlernemelerini değil, yapılan eylemin kamuoyunca algılanabilir özellikte olmasını gerektirir.