Her kim, bir iyilik yapmak isteyip de onu yapamazsa, yine de bir sevap alır. Her kim de, iyiliğe niyet edip de onu yapmaya muvaffak olursa, en az on misli sevap kazanır. Yine her kim, ayağı kayıp da bir kötülüğe meyleder ve bunu yapamazsa, kötülüğün karşılığı vizir ona yazılmaz; şayet bu adam, niyet ettiği kötülüğün içine düşer ve niyetini yerine getirirse bu durumda da ona, sadece bir kötülüğün vizri yazılır.
Diğer Reşit Haylamaz Sözleri ve Alıntıları
- Derken aynı anda dört bir yandan büyük fetih başlamıştı; Allah Resulü (s.a.v), sekiz yıl önce iki kişiyle ayrıldığı Mekke'ye, bugün yolda katılanlarla birlikte on iki bin insanla giriyordu.
- Derken aynı anda dört bir yandan büyük fetih başlamıştı; Allah Resulü (s.a.v), sekiz yıl önce iki kişiyle ayrıldığı Mekke'ye, bugün yolda katılanlarla birlikte on iki bin insanla giriyordu.
- HERKES EVİNDE SABAHLIYOR AMA ÖLÜM İNSANA AYAĞINDAKİ BAĞDAN DAHA YAKIN.(S.52)
- "Adeta Allah Resulü'nün (s.a.v) bize şunları söylediğini duyar gibi oluyoruz :
"Yürüdüğünüz yolun doğruluğunda tereddütünüz yoksa , kınayanın kınamasından korkmanıza gerek yok ! Şayet yürüdüğünüz yol" nebevi" ise geleceğiniz nokta burasıdır. Zira attığı adımın farkında olan ve çağını iyi okuyarak bu adımını atanlar karşısında, ufuksuz kuru kalabalıkların tutunması mümkün değildir. Yaşadığı çağın dışında kalanların ise içinde bulundukları zamana müspet katkıda bulunamayacakları açıktır." - Başlangıcında bir sarsıntı yaşanmış olsa da Huneyn, bir zaferle sonuçlanmış ve Resulullah da Mekke'ye dönmek üzereydi. Ancak namaz vakti gelmiş tabi olarak önce namaz kılınacaktı. Bunun üzerine Hz. Bilal ezan okumaya başladı. Ebu Mahzure ve arkadaşları Cirane'den yankılanan bu sesi duyunca bir kenarda oturup alay etmeye başladılar; duydukları sesi yüksek sesle tekrarlıyor ve istihzai tavırlarla gülüyorlardı. Bunu yaparken en çok bağıran şüphesiz Ebu Mahzure idi. Resulullah da bunu duymuştu ve ezan bitince ashabına döndü ve "Bu gençleri bana getirin" buyurdu. Derken bulundukları yere gelen ashabın davetiyle arkadaşlarıyla birlikte Ebu Mahzure de huzura geldi. Yaptıklarının hesabının sorulacağını zannediyordu. Sanıldığının aksine şefkatle onları süzen Habib-i Kibriya Hazretleri "Haydi ezan okuyunuz" dedi. Sonra da sırayla hepsine teker teker ezan okuttu. Bu arada, aranızda sesini en çok yükselten hanginizdi? diye sormuştu. Tabi olarak herkesin gözü Ebu Mahzure'nin üzerine odaklanmış bunu yapanın o oldugunu söylemişlerdi. Fahr-i Kainat Efendimiz (s.a.s), aynı ezan okumasını Ebu Mahzure'den de talep etti. Sonra da işitmis oldugum ses, ne güzeldir; kalk ve namaz için ezan oku, buyurdu. (Ebu Mahzure o gün Müslüman oldu)
- Her kim, bir iyilik yapmak isteyip de onu yapamazsa, yine de bir sevap alır. Her kim de, iyiliğe niyet edip de onu yapmaya muvaffak olursa, en az on misli sevap kazanır. Yine her kim, ayağı kayıp da bir kötülüğe meyleder ve bunu yapamazsa, kötülüğün karşılığı vizir ona yazılmaz; şayet bu adam, niyet ettiği kötülüğün içine düşer ve niyetini yerine getirirse bu durumda da ona, sadece bir kötülüğün vizri yazılır.
- Efendimiz (sav) Hz.Aişe (ra)'ya şöyle vasiyet etmiş : -Şayet Bana kavuşmayı murad ediyorsan, dünyadan nasibin sadece bir yolcu gibi olsun..! Aynı zamanda zenginlerle oturup kalkmaktan da uzak dur ve kullanılamaz hale gelinceye kadar elbiseni değiştirmeyi düşünme...(sav)
- --Âdemoğlunun iki vâdi dolusu malı olsa bir üçüncüsünü ister; onun ağzını topraktan başka bir şey dolduramaz! Halbuki mal, namazı dosdoğru kılabilmek ve zekâtın hakkını eda edebilmek için vardır.Hiç şüphe yok ki tevbe edenlerin tevbesini da ALLAH kabul eder. (Hadis-i Şerif)