Genel durumunun yirmi dört saat takip edilmesi lazımmış da bakarsın acil bir müdahale gerekiverirmiş de biz evde bıcık bıcık edip seveceğim derken hayvancağızın ölümüne sebep olabilirmişiz de böyle sevmek olmazmış da bu bizim yaptığımız mide ameliyatı olmuş adama acılı adana yedirmeye benziyormuş da yok hatta baltayla beyin ameliyatı yapmaya benziyormuş da işini hiç mi hiç kolaylaştırmıyormuşuz da bir de bizle uğraşmıyormuş da zaten ben onu hiç anlamıyormuşum da...
Diğer Sezgin Kaymaz Sözleri ve Alıntıları
- Ey akıl, nasıl da delinmez küfen?..
NECİP FAZILKISAKÜREK
Kadınlar iki ?X', erkekler bir ?X'bir de ?Y' kromozomu taşırlar. Yirmi üç homolog çiftten oluşmak şartıyla.
Hâl bu ise, kadın milletinde kırk altı tane ?XX', erkek milletinde kırk altı tane mikroskobik ?XY' kromozomu var demektir. Sapına kadar erkek bir pala, ?Sapına kadar erkeğiz evelallah!' böbürünü bu mikroskobik kimyaya borçlu olduğunu bilmez. Daha da bilmediği, erkeği erkek yapan ?Y' kromozomunun erkek vücudunda bulunan ?erkek hücrelerindeki' toplam DNA sayısının taş çatlasa kırkta biri olduğudur. Yani ?Sapına kadar erkeğiz evelallah' diye diye kaldırmış gezen bir fallus hayvanı, kendisinin bile kırkta biri kadar erkektir en fazla. Fecaat, değil mi?
Olabilir. ?Beterin de beteri var.' deyip şükretmek lâzım.
Çünkü, öbürünün yanında fecaatten bile sayılmaz bu. Onu, yani asıl fecaati hiç mi hiç bilmez ?erkek' denen saf. Ben diyeyim on dokuz bin, sen de yirmi bin sene evvel, kısaca ?Sap Kromozomu' da diyebileceğimiz bu taşaklı ?Y' kromozomu, şimdiki cesametinden ben diyeyim on dokuz bin, sen de yirmi bin misli büyüktü. Sapına kadar erkek diye bir yaratık varsa, o erkek bugünkü erkek değil, on dokuz - yirmi bin sene önce yaşamış olan erkekti özetle.
Varlık, kadındır.
Dişidir yaratım süreci, erkek değil.
Tarlayı kaldır at, sabanı nerene sokacaksın bakalım.
"Sapına kadar erkeksin öyle mi? Ne sapı lan? Kırk altı tanesini toplasan toplu iğne ucunun on binde birinin kırkta biri kadar erkeksin."
Hadi canım, hadi canım! Arka boşluklara doğru ilerleyelim.
Kıyameti ne sanır insan? Şöyle der mi meselâ akl-ı selim? "Kıyamet, insan neslinin sona ermesidir."
Der mi?
Demez.
Ne der?
Efendim, sular, seller basacakmış, gökten ateş topları yağacakmış, Deccâl diye bir herif çıkıp tuttuğunu... Tövbe estağfurullah...
Olur mu hiç öyle şey?
Tanrısal değil de âdemsel düşünüyorsan olurmuş gibi olur.
Aslında olmaz.
Şundan olmaz; on dokuz bin veya yirmi bin sene evvelinin sidik zoruyla kalkmış pantolon balığı gibi dimdik ve devâsâ ?Y'si, şimdilerde soğuk yiyip büzüşmüş bir pipicik kadar kalmışsa...
Ve bu küçülme süreci şaşmaz bir kararlılıkla o kadar bin yıldır süregelmişse...
Ve mantık denilen bir şey varsa...
Kaytan milletinin medâr-ı iftiharı meşhuuuuuur ?Y' küçüle küçüle zırnığa bile ?Abimsin!' diyecek hâle gelecek VE nihayet en yakındaki ?X'in cebine girerek yok olacak demektir.
Neymiş fecaat?
İsterseniz üç değil yetmiş üç çocuk yapın, kıyametiniz başlamışmış.
Erkeğin yok oluşunun geçmişte nasıl tapıyorsa bugün de öyle taptığı öz çükünün elinden gelmesi, tanrısal bir espridir hazar.
"Ulan, ben sana ?Benden başkasına tapmayacaksın.' dememiş miydim? Hadi şimdi otur hanım hanımcık, kaneviçe mi işliyorsun, kırlent mi dikiyorsun, ne halt ediyorsan et, bekle ecelini."
Kur'an'daki "Biz erkeği kadından üstün yarattık." âyeti, ne ateist şabalakların "Bu sözü söylese söylese bir insan söyler. Demek ki din hikâyedir." mihenklerine, ne sofu çakşırlıların "Baba ba ba... İrkeğin halı başgayımış, görüyon nu bir?" efsanelerine, ne de sulandırılmış dindarların "Kadınla erkek arasındaki biyolojik farklılıkları görmüyor musunuz? Erkek daha kuvvetli, daha iri ve daha belirleyicidir." safsatalarına konudur.
Bu âyet, ses tonuna hissi titreşimler katmadan, alenen, ayan beyan, gayet net ve hapşırır kadar rahat, yaradılışın ilk günlerindeki dev anası kılıklı ?Y' kromozomunu gözüne gözüne sokmaktadır insanoğlunun. Buna konudur.
Anlayana...
Küllî Nizam böyle bir şey işte.
Kaderi, sağ elinde tuttuğu otuz santimlik cetveli tehditkâr bir edâyla sol avucunun içine şak şak vuran, arada bir yanından geçtiği radyatör peteklerine tırrrrt diye sürttüren bir nöbetçi öğretmen gibi beklemektedir ?sapına kadar' erkeği. Teneffüs eninde sonunda bitecek, ders vakti gelecektir.
Hadi kafası o kadarına basmadı da saçını, sakalını, mamişini ve pipişini kendinin sandı, anladık; ama bu dünyanın mameleki Allah'ın mülkü değil midir lan? Onu niye kendinin sandı ki bu şemşâmer? Nasıl ayıklayacak şimdi bu pirincin taşını? Evdeki bulgura razı olabilmek için daha kaç Dimyat yolunda helâk edecek kendini?
Sessizce teneşire uzatılıvereceği o ânâ ulaşıncaya kadar, daha kaç Ömer, kaç Çeto, kaç Hüdai Ağa harcayacak?
Eh ama...
Değil mi ki kendini Allah'ın cennetinden sürdürmeyi başaran âdemoğlu, yine de kıyamayıp ona cennet kadar güzel bir dünya hediye eden Allah'a bir kere daha sırtını dönmüş ve yeryüzünü peynir arayıp durduğu bir labirentler cehennemine çevirmiştir, eh, ders başlayınca görür ebesininkini.
Eh... - Ey akıl, nasıl da delinmez küfen?..
NECİP FAZILKISAKÜREK
Kadınlar iki ?X', erkekler bir ?X'bir de ?Y' kromozomu taşırlar. Yirmi üç homolog çiftten oluşmak şartıyla.
Hâl bu ise, kadın milletinde kırk altı tane ?XX', erkek milletinde kırk altı tane mikroskobik ?XY' kromozomu var demektir. Sapına kadar erkek bir pala, ?Sapına kadar erkeğiz evelallah!' böbürünü bu mikroskobik kimyaya borçlu olduğunu bilmez. Daha da bilmediği, erkeği erkek yapan ?Y' kromozomunun erkek vücudunda bulunan ?erkek hücrelerindeki' toplam DNA sayısının taş çatlasa kırkta biri olduğudur. Yani ?Sapına kadar erkeğiz evelallah' diye diye kaldırmış gezen bir fallus hayvanı, kendisinin bile kırkta biri kadar erkektir en fazla. Fecaat, değil mi?
Olabilir. ?Beterin de beteri var.' deyip şükretmek lâzım.
Çünkü, öbürünün yanında fecaatten bile sayılmaz bu. Onu, yani asıl fecaati hiç mi hiç bilmez ?erkek' denen saf. Ben diyeyim on dokuz bin, sen de yirmi bin sene evvel, kısaca ?Sap Kromozomu' da diyebileceğimiz bu taşaklı ?Y' kromozomu, şimdiki cesametinden ben diyeyim on dokuz bin, sen de yirmi bin misli büyüktü. Sapına kadar erkek diye bir yaratık varsa, o erkek bugünkü erkek değil, on dokuz - yirmi bin sene önce yaşamış olan erkekti özetle.
Varlık, kadındır.
Dişidir yaratım süreci, erkek değil.
Tarlayı kaldır at, sabanı nerene sokacaksın bakalım.
"Sapına kadar erkeksin öyle mi? Ne sapı lan? Kırk altı tanesini toplasan toplu iğne ucunun on binde birinin kırkta biri kadar erkeksin."
Hadi canım, hadi canım! Arka boşluklara doğru ilerleyelim.
Kıyameti ne sanır insan? Şöyle der mi meselâ akl-ı selim? "Kıyamet, insan neslinin sona ermesidir."
Der mi?
Demez.
Ne der?
Efendim, sular, seller basacakmış, gökten ateş topları yağacakmış, Deccâl diye bir herif çıkıp tuttuğunu... Tövbe estağfurullah...
Olur mu hiç öyle şey?
Tanrısal değil de âdemsel düşünüyorsan olurmuş gibi olur.
Aslında olmaz.
Şundan olmaz; on dokuz bin veya yirmi bin sene evvelinin sidik zoruyla kalkmış pantolon balığı gibi dimdik ve devâsâ ?Y'si, şimdilerde soğuk yiyip büzüşmüş bir pipicik kadar kalmışsa...
Ve bu küçülme süreci şaşmaz bir kararlılıkla o kadar bin yıldır süregelmişse...
Ve mantık denilen bir şey varsa...
Kaytan milletinin medâr-ı iftiharı meşhuuuuuur ?Y' küçüle küçüle zırnığa bile ?Abimsin!' diyecek hâle gelecek VE nihayet en yakındaki ?X'in cebine girerek yok olacak demektir.
Neymiş fecaat?
İsterseniz üç değil yetmiş üç çocuk yapın, kıyametiniz başlamışmış.
Erkeğin yok oluşunun geçmişte nasıl tapıyorsa bugün de öyle taptığı öz çükünün elinden gelmesi, tanrısal bir espridir hazar.
"Ulan, ben sana ?Benden başkasına tapmayacaksın.' dememiş miydim? Hadi şimdi otur hanım hanımcık, kaneviçe mi işliyorsun, kırlent mi dikiyorsun, ne halt ediyorsan et, bekle ecelini."
Kur'an'daki "Biz erkeği kadından üstün yarattık." âyeti, ne ateist şabalakların "Bu sözü söylese söylese bir insan söyler. Demek ki din hikâyedir." mihenklerine, ne sofu çakşırlıların "Baba ba ba... İrkeğin halı başgayımış, görüyon nu bir?" efsanelerine, ne de sulandırılmış dindarların "Kadınla erkek arasındaki biyolojik farklılıkları görmüyor musunuz? Erkek daha kuvvetli, daha iri ve daha belirleyicidir." safsatalarına konudur.
Bu âyet, ses tonuna hissi titreşimler katmadan, alenen, ayan beyan, gayet net ve hapşırır kadar rahat, yaradılışın ilk günlerindeki dev anası kılıklı ?Y' kromozomunu gözüne gözüne sokmaktadır insanoğlunun. Buna konudur.
Anlayana...
Küllî Nizam böyle bir şey işte.
Kaderi, sağ elinde tuttuğu otuz santimlik cetveli tehditkâr bir edâyla sol avucunun içine şak şak vuran, arada bir yanından geçtiği radyatör peteklerine tırrrrt diye sürttüren bir nöbetçi öğretmen gibi beklemektedir ?sapına kadar' erkeği. Teneffüs eninde sonunda bitecek, ders vakti gelecektir.
Hadi kafası o kadarına basmadı da saçını, sakalını, mamişini ve pipişini kendinin sandı, anladık; ama bu dünyanın mameleki Allah'ın mülkü değil midir lan? Onu niye kendinin sandı ki bu şemşâmer? Nasıl ayıklayacak şimdi bu pirincin taşını? Evdeki bulgura razı olabilmek için daha kaç Dimyat yolunda helâk edecek kendini?
Sessizce teneşire uzatılıvereceği o ânâ ulaşıncaya kadar, daha kaç Ömer, kaç Çeto, kaç Hüdai Ağa harcayacak?
Eh ama...
Değil mi ki kendini Allah'ın cennetinden sürdürmeyi başaran âdemoğlu, yine de kıyamayıp ona cennet kadar güzel bir dünya hediye eden Allah'a bir kere daha sırtını dönmüş ve yeryüzünü peynir arayıp durduğu bir labirentler cehennemine çevirmiştir, eh, ders başlayınca görür ebesininkini.
Eh... - Ey akıl, nasıl da delinmez küfen?..
NECİP FAZILKISAKÜREK
Kadınlar iki ?X', erkekler bir ?X'bir de ?Y' kromozomu taşırlar. Yirmi üç homolog çiftten oluşmak şartıyla.
Hâl bu ise, kadın milletinde kırk altı tane ?XX', erkek milletinde kırk altı tane mikroskobik ?XY' kromozomu var demektir. Sapına kadar erkek bir pala, ?Sapına kadar erkeğiz evelallah!' böbürünü bu mikroskobik kimyaya borçlu olduğunu bilmez. Daha da bilmediği, erkeği erkek yapan ?Y' kromozomunun erkek vücudunda bulunan ?erkek hücrelerindeki' toplam DNA sayısının taş çatlasa kırkta biri olduğudur. Yani ?Sapına kadar erkeğiz evelallah' diye diye kaldırmış gezen bir fallus hayvanı, kendisinin bile kırkta biri kadar erkektir en fazla. Fecaat, değil mi?
Olabilir. ?Beterin de beteri var.' deyip şükretmek lâzım.
Çünkü, öbürünün yanında fecaatten bile sayılmaz bu. Onu, yani asıl fecaati hiç mi hiç bilmez ?erkek' denen saf. Ben diyeyim on dokuz bin, sen de yirmi bin sene evvel, kısaca ?Sap Kromozomu' da diyebileceğimiz bu taşaklı ?Y' kromozomu, şimdiki cesametinden ben diyeyim on dokuz bin, sen de yirmi bin misli büyüktü. Sapına kadar erkek diye bir yaratık varsa, o erkek bugünkü erkek değil, on dokuz - yirmi bin sene önce yaşamış olan erkekti özetle.
Varlık, kadındır.
Dişidir yaratım süreci, erkek değil.
Tarlayı kaldır at, sabanı nerene sokacaksın bakalım.
"Sapına kadar erkeksin öyle mi? Ne sapı lan? Kırk altı tanesini toplasan toplu iğne ucunun on binde birinin kırkta biri kadar erkeksin."
Hadi canım, hadi canım! Arka boşluklara doğru ilerleyelim.
Kıyameti ne sanır insan? Şöyle der mi meselâ akl-ı selim? "Kıyamet, insan neslinin sona ermesidir."
Der mi?
Demez.
Ne der?
Efendim, sular, seller basacakmış, gökten ateş topları yağacakmış, Deccâl diye bir herif çıkıp tuttuğunu... Tövbe estağfurullah...
Olur mu hiç öyle şey?
Tanrısal değil de âdemsel düşünüyorsan olurmuş gibi olur.
Aslında olmaz.
Şundan olmaz; on dokuz bin veya yirmi bin sene evvelinin sidik zoruyla kalkmış pantolon balığı gibi dimdik ve devâsâ ?Y'si, şimdilerde soğuk yiyip büzüşmüş bir pipicik kadar kalmışsa...
Ve bu küçülme süreci şaşmaz bir kararlılıkla o kadar bin yıldır süregelmişse...
Ve mantık denilen bir şey varsa...
Kaytan milletinin medâr-ı iftiharı meşhuuuuuur ?Y' küçüle küçüle zırnığa bile ?Abimsin!' diyecek hâle gelecek VE nihayet en yakındaki ?X'in cebine girerek yok olacak demektir.
Neymiş fecaat?
İsterseniz üç değil yetmiş üç çocuk yapın, kıyametiniz başlamışmış.
Erkeğin yok oluşunun geçmişte nasıl tapıyorsa bugün de öyle taptığı öz çükünün elinden gelmesi, tanrısal bir espridir hazar.
"Ulan, ben sana ?Benden başkasına tapmayacaksın.' dememiş miydim? Hadi şimdi otur hanım hanımcık, kaneviçe mi işliyorsun, kırlent mi dikiyorsun, ne halt ediyorsan et, bekle ecelini."
Kur'an'daki "Biz erkeği kadından üstün yarattık." âyeti, ne ateist şabalakların "Bu sözü söylese söylese bir insan söyler. Demek ki din hikâyedir." mihenklerine, ne sofu çakşırlıların "Baba ba ba... İrkeğin halı başgayımış, görüyon nu bir?" efsanelerine, ne de sulandırılmış dindarların "Kadınla erkek arasındaki biyolojik farklılıkları görmüyor musunuz? Erkek daha kuvvetli, daha iri ve daha belirleyicidir." safsatalarına konudur.
Bu âyet, ses tonuna hissi titreşimler katmadan, alenen, ayan beyan, gayet net ve hapşırır kadar rahat, yaradılışın ilk günlerindeki dev anası kılıklı ?Y' kromozomunu gözüne gözüne sokmaktadır insanoğlunun. Buna konudur.
Anlayana...
Küllî Nizam böyle bir şey işte.
Kaderi, sağ elinde tuttuğu otuz santimlik cetveli tehditkâr bir edâyla sol avucunun içine şak şak vuran, arada bir yanından geçtiği radyatör peteklerine tırrrrt diye sürttüren bir nöbetçi öğretmen gibi beklemektedir ?sapına kadar' erkeği. Teneffüs eninde sonunda bitecek, ders vakti gelecektir.
Hadi kafası o kadarına basmadı da saçını, sakalını, mamişini ve pipişini kendinin sandı, anladık; ama bu dünyanın mameleki Allah'ın mülkü değil midir lan? Onu niye kendinin sandı ki bu şemşâmer? Nasıl ayıklayacak şimdi bu pirincin taşını? Evdeki bulgura razı olabilmek için daha kaç Dimyat yolunda helâk edecek kendini?
Sessizce teneşire uzatılıvereceği o ânâ ulaşıncaya kadar, daha kaç Ömer, kaç Çeto, kaç Hüdai Ağa harcayacak?
Eh ama...
Değil mi ki kendini Allah'ın cennetinden sürdürmeyi başaran âdemoğlu, yine de kıyamayıp ona cennet kadar güzel bir dünya hediye eden Allah'a bir kere daha sırtını dönmüş ve yeryüzünü peynir arayıp durduğu bir labirentler cehennemine çevirmiştir, eh, ders başlayınca görür ebesininkini.
Eh... - Bir haftadır sigarayı bırakmaya çalışıyordum ve Hülya bir haftadır bana can-ı gönülden destek oluyordu. Geriye kaykılmış, bir eli de göbeğinin üstünde, yarım saatten beri çıkarttığı dumanlarla halka yapıyordu mesela.
- "Kırlara,ormanlara gitmek istiyorsan,kırlara,ormanlara gitmek istediğin için git...şehrin gürültüsünden kaçmak için gitme..çünkü gürültüden kurtulduğunu düşündüğün her an,gürültüyü beyninin içinde bulduğun an olur..."
- "Denklemin bir tarafına,derdini koyacaksın..Denktir işaretinin öbür tarafına da o dertle her an yüzleşecek cesareti...Bunu becerebilirsen,derdin dengelenir...biter..."
- "Kimi zaman ayrılık beraber olmakta direnmektir."
- Genel durumunun yirmi dört saat takip edilmesi lazımmış da bakarsın acil bir müdahale gerekiverirmiş de biz evde bıcık bıcık edip seveceğim derken hayvancağızın ölümüne sebep olabilirmişiz de böyle sevmek olmazmış da bu bizim yaptığımız mide ameliyatı olmuş adama acılı adana yedirmeye benziyormuş da yok hatta baltayla beyin ameliyatı yapmaya benziyormuş da işini hiç mi hiç kolaylaştırmıyormuşuz da bir de bizle uğraşmıyormuş da zaten ben onu hiç anlamıyormuşum da...
- "Onursuz, haysiyetsiz şekilde, karşında affedilmek uğruna küçülmeye razı gelen, bil ki ilk fırsatta aynı şeyi veya daha beterini yine yapacaktır."
- "Kimin aklıyla hareket edersen et, kendi yaptığının hesabını verirsin."