- Sen anlat dedi Tanrı bana, anlaşılsın diye değil, hiçbir mükafat beklemeden anlat... Çünkü bu mükafattır anlatıcıya, doğru düzgün anlaşılmak! Sen anlat dedi... Sen sadece anlat! Umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çareye yol açsın diye çaresizliği anlat... Ders verme dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene! Çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa... Sen anlat dedi bana Tanrı, sen sadece anlat...
- yalnızlık.
her kimliğe doğuştan yazılı tek uğraşıdır insanın bir yaşama sırasında
tek sermayesi, sahip olduğu tek şeydir
kıymetini bilmelidir, dedi.
yalnızdır insan
hep kalabalıklara karışma telaşı bundandır.
kalabalık yalnızlıklar, yalnız kalabalıklar oluşur, şehir şehir ülke ülke.
kalabalık arttıkça artmaktadır yalnızlık da....
insan bir ölümü istemez, bir de ondan beter bir yalnızlığı
ama ikisi de muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında.
ölümün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var, dedi.
tek çaresi aşktır bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın
aşk da zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır, dedi
aşık olun!
gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı
nasılsa ayrılık insanın tek kişilik yalnızlığını özlemesi.
sade ölüm değil, ayrılık da yaşamın emri..
evet söyledi
ya da ben duydum
duyduğuma göre elbet bir ses söyledi bu söylendikçe usulen söylenir olan sözleri.
evet duydum söyledi
her duyduğumda ağladım
pek çok ağlayışım sırasında duydum.
kalbim tutanak tuttu duyduklarıma
soruldu, dedi, cevap alındı
yaşamak, dedi, tek marifetiniz -biraz özen gösteriniz.
zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter -mazlumlar dahil, dedi.
ama yapmayın, o daha bir çocuk, dedi tanrı... - ''Bir güzele güzelliğini anlatmak isterdim aynalardan evvel.''
- Hayir sayin bakkal kardesim ben, günün yarisini televizyon seyredip diger yarisini da seyrettiklerini diger seyredenlerle konusarak geçiren insanlardan degilim. Ben bu ülkede bir azinlik mensubuyum ve bazi haklarim var. Mesela hiçbir sey konusmadan parasini ödeyerek ekmek, soda, kola ve gazeteye sahip olmak gibi...
- Hayir sayin bakkal kardesim ben, günün yarisini televizyon seyredip diger yarisini da seyrettiklerini diger seyredenlerle konusarak geçiren insanlardan degilim. Ben bu ülkede bir azinlik mensubuyum ve bazi haklarim var. Mesela hiçbir sey konusmadan parasini ödeyerek ekmek, soda, kola ve gazeteye sahip olmak gibi...
- Bir siyasi akima ya da dinsel bir temele dayanma yan, sadece sizle baslayip sizle biten bir hayat yasadiginiza inanmamanizi saglayan çaresizlik üzerine düsündünüz mü hiç?
- Birbirleriyle konusur, paylasir gibi yapan ama konustukça susan, sustukça yalnizlasan, yalnizlastikça güvensizlesen insanlarin diyarinda...
- Derken otobüs yolun üstünde bir otogara girecek, uykunuzdan uyanacak ve aydinliktan tiksineceksiniz bir an. Binleri inecek, baska binleri binecek inenlerin sicakliginin henüz bitmedigi koltuklara...
- Ve kurtaricilar, kurtaricilarin kurtarmak istedikleri. halk için, halk adina, halkin gözü önünde ve halka ragmen öldürmeye devam ediyorlardi.
- Her yan patliyordu... Bazen arabalar, bazen dükkanlar, bazen bizzat insanlar... insanlar insanlari kurtarmak için insanlari öldürüyordu... insanlari kurtarmak için insan öldüren insanlari öldüren insanlar vardi..