- Tercihlerimden sürekli hayıflanıyor olmak beni mutlu etmiyor aslına bakarsanız.Yani bu hal o kadar fazla oluyor ki ben bile kendi kendime ''Artık yeter!'' diyorum.Bir insana hiç söylenmemesi gereken şeyleri söyleyivermek,hiç bulunmamam gereken yerlerde zamansızca damlayıvermek,evden çıkmamam gereken vakitlerde sokağa atalayıvermek,yaklaşmamam gereken insanların burnunun dibinde bitivermek gibi maharetlerim var.
- Küçük bir radyom vardı ve sessizliği bozma ihtiyacım olduğunda,bu radyo işimi görürdü.Arınmak istiyordum.Etrafımdaki eşyalar ruhumu kanatacak kadar rahatsız ediyordu.Zihnimi bile işgal edebileceklerinden korkuyordum. Çırılçıplak kalsam diyordum.Ruhuma giydirilen bir bedenin dışında hiçbir şeyim kalmasa.
- Ömür bir çay içimi kadar zaten...
- Son zamanlarda benim de masamda Kur'an duruyordu. Soranlara ise ''kişisel gelişim kitabım'' diyordum.
- Sözü yeteri kadar kullanmadın. Doğrunun ne olduğunu biliyorsan,onu taşımanın zorluklarınıda göze almalısın.
- Aşkı ve öfkeyi söyleyemediğinde insanın konuşmaya dair hevesleride bir bir yok oluyor. -Susuyorsun.
- Eğer Kur'an okumuyorsan,bütün bunlar elbette boğacaktır seni.Daha nefis alıp vermeyi bile bilmiyorsun.
- Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez..."
- Hangi kötülük bir yönüyle kutsanmadan işlenmiştir?
- Filistinli hacılar evlerine mi döndüler, bu mutluluk gösterisi neden? Gazete sayfasında uyuyakalan siyah çocuklardan biri mi uyandı yoksa? Değilse, tüm bunlar, havai fişekler, süslü kıyafetler, bunca renkli, albenili kutlamalar neden? Sanayi devrimi bitmediyse, kara kıtanın çocukları evlerine dönmediyse, Gazze'de sürtüp duran serseri duvar, defolup kendi cehennemine dönmediyse, bu yılın yeni olduğu yayagarasını koparan kim?