- İnsanlara kızmama imkan yoktu, çünkü insanların en kıymetlisi, en iyisi, en sevgilisi bana en büyük kötülüğü etmişti; diğerlerinden başka bir şey beklenebilir miydi?
İnsanları sevmeme ve onlara tekrar yaklaşmama da imkan yoktu; çünkü en inandığım, en güvendiğim insanda aldanmıştım. Başkalarına emniyet edebilir miydim? - Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor da, kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlanışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde "bu böyle olmayabilirdi" düşüncesi, yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır.
- Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da olduğunu, benim de ruhumun olduğunu öğrettin...
- "Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görünmeyen sisli ve yapayalnız bir denizdi."
"Yüksek insan dışına değil içine kıymet verendir." - Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu...
- Bir gün Allah, peygamberleri çağırıp sormuş "saadet nedir?" demiş. Her biri kendilerine göre cevap vermişler. Musa : "Arzı Mev'uda gitmektir." İsa : "Bir yanağına vurana ötekini uzatmaktır." Buda : "Hayatta hiçbir arzusu olmamaktır." yollu şeyler söylemiş. Sıra bizim Muhammed (s.a.v.) 'e gelince : "Saadet , hayatı olduğu gibi kabul etmektir..." demiş. Ne doğru söz! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli , ne de ondan bir şey eksiltmeli...
- Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var...
- Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hala bilmeyeceklerdi...
- Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi; fakat yokluğu müthişti...
- Dünyada her felaketin içinden en az zararla sıyrılmanın yolu hayata uymak,muhite uymak,hiç sivrilmemektir...