- Aşk, birliktelik, Mars fethedilecekken ve Ay'da yürünecekken!
98 - Öyleyse buradasın, kadının ışığı var. Öteki insanlar belki başka yerde yaşayabilirler, ama ben yaşayamam.
100 - Sevmek, yalnızca sakınmanın yolunu şaşırdığı haritasız ve pergelsiz bir serüvendir.
103 - Bu öyle bir dönem ki herkes yanlızlığı haykırıyor ve aşkı haykırdığını bilmiyor. İnsan yalnızlığını haykırdığında her zaman aşkı haykırır.
104 - Hangi kadın yalnızca gelinip hayranlıkla sonsuzluğun seyredildiği bir tapınak olmayı kabul ederdi?
116 - Lidya, rahat rahat git. Olabildiğince uzağa git. Duraksamaların geçinceye kadar kal. Başka insanları tanı. Bir süre otobüs duraklarını yaşa. Korkma, hiçbir şey olmayacak.
DÖNÜŞÜNÜ BEKLEYECEĞİM.
126 - Önsezilere inanmam, ama uzun zamandır inançsızlıklarıma olan inancımı da yitirdim. "İnanmıyorum artık," gibi kesinlemelerden daha aldatıcı bir şey yoktur.
- Gülüyordu. Gözlerinin çevresinde kırışıklıklar oluşuyordu ve yıllar buralarda gelip yerlerini alıyordu.
- Yaşamın yakamızı bıraktığı bir gerçekti ve buna da hep rastlantı adı verilir.
- Panik ve boşluk anları vardı. Gülüşlerden yankılar, anılardan döküntüler kalır. Yorgunluk, anıların çöplüğünü karıştırıyor ve mutluluk kırıntılarını çıkarıyordu. Gerisi bunalım ve pişmanlıktı. Geçen her dakika fosil haline gelmiş bir zamandan koparılıyordu sanki.