- "Oysa ölümün yollarını ezbere bilirim ben. Suskunluk ne zaman gelip beni hapsetse bu dört duvar arasına, ben, hep ölüme koşarım en engebeli patikalardan. O patikalar ki; yüzyıllardır yağmur görmemiş, benim gözyaşlarımla yeşermiş ağaçlarla kaplı, çimenleri gözbebeklerimde hınçla söndürdüğüm sigaraların izmaritleriyle dolu..."
- "Koptun benden, denedim, yapmadık şey bırakmadım belki! Zaman azdı, sabır hiç yoktu! İhanet kara bir leke olup sürülmüştü alınlarımıza! Sen başka bir şehirde gözyaşlarından okyanuslar yaptın 1,5 milyon yıl, ben 15 milyon yıl hasret büyüttüm sürgün bir şehirde... Aramızda sadece 150 km!"
- "Bitsin!" ne kadar kolay söyleniyor! "Bitsin!" ne kadar zor yaşanıyor oysa! Biten ne? Bölüşülen yalnızlık mı? Yine karşımıza Azrail gibi dikilen yalnızlık ve karanlık ve intihar mı?
Akıyorum şimdi şimşek şimşek, bir şelale olmuş göz pınarlarından, yanaklarına yüz milyonlarca yıldır hükmeden utangaç peri masalına:
"Bitmesin!... Bitmesin!... Bitmesin!..." - "Anlatacak tek bir kelime bile yok yaşadığım acıyı! Şairlikten istifa ettim, eğildim ayak parmaklarını öptüm; istiğfar ettim! Yine de durmadın; gittin, gittin, gittin! Övündüğün güzellik nereye kadar yetecek sana?! Düşünmedin! Düşünmedin! Düşünmedin! Gittin sevgilim! Sığındım yalanlarıma... İçimi durmadan tekmeleyen acı, insan yaratılmış olmanın derin ıstırabı! Unuttum tüm kelimelerimi... Dudaklarıma kadar gelip de yut(kun)mak zorunda kaldığım acı, içimde durmadan arttırdı şiddetini!"
- ""Anlatacak tek bir kelime bile yok yaşadığım acıyı! Şairlikten istifa ettim, eğildim ayak parmaklarını öptüm; istiğfar ettim! Yine de durmadın; gittin, gittin, gittin! Övündüğün güzellik nereye kadar yetecek sana?! Düşünmedin! Düşünmedin! Düşünmedin! Gittin sevgilim! Sığındım yalanlarıma... İçimi durmadan tekmeleyen acı, insan yaratılmış olmanın derin ıstırabı! Unuttum tüm kelimelerimi... Dudaklarıma kadar gelip de yut(kun)mak zorunda kaldığım acı, içimde durmadan arttırdı şiddetini!""
- "Anlatacak tek bir kelime bile yok yaşadığım acıyı! Şairlikten istifa ettim, eğildim ayak parmaklarını öptüm; istiğfar ettim! Yine de durmadın; gittin, gittin, gittin! Övündüğün güzellik nereye kadar yetecek sana?! Düşünmedin! Düşünmedin! Düşünmedin! Gittin sevgilim! Sığındım yalanlarıma... İçimi durmadan tekmeleyen acı, insan yaratılmış olmanın derin ıstırabı! Unuttum tüm kelimelerimi... Dudaklarıma kadar gelip de yut(kun)mak zorunda kaldığım acı, içimde durmadan arttırdı şiddetini!"
- "Beni anlayabilecek belki de tek insandın! Bu yüzden, işte sırf bu yüzden, sakın dedim sana, sakın ölme! Tutunduğum her dal gibi sen de kırılıp titreyen avuçlarıma düşme! "
- "Hatırla! Sana ilk bakışımda gözlerinin ardındaki cenneti gördüm! Cehennemi tadıp da geldim; elbette günahsız değildim! Ama gelir gelmez diz çöktüm ayaklarının dibinde, boynumu eğdim! Sana kirletilmiş ruhumu sundum avuçlarımda, bir tek gülümseme bekledim karşılığında!"
- Ben şair olduysam bu, elbette başkalarının suçudur! Şiir yazmakla adam öldürmek arasında pek fark kalmadı artık! Kime şiir yazsam onu öldürüyorum! Dizelere diziyorum kemiklerini... çiğ çiğ yiyor ömürlerini içimde saklı duran psikopatolojik sükunet...
- ?Nereye kaçarsak kaçalım, nereye gidersek gidelim. Giderken hem kafamızı, hem de yüreğimizi beraberimizde götürüyoruz. Bu nedenle nereye gittiğimizin çok da önemi yok ne yazık ki. Sevdiklerimizi kaybetmesek, onlarla ilgili kurduğumuz tüm hayallere eksiksiz ulaşabilsek hayatımız ne kadar güzel olurdu değil mi?? ?Sevilecek bir yanını bulabilsem seni sevmekten ebediyen vazgeçecektim! Üstüme büyük bir özenle giydiğim ütüsüz deli gömleğimi yırtıp paramparça edecektim! Ama bulamadım.?