- Ok ne lan, ok ne g*t lalesi! Sana mantıklı bir sürü şey söyledim de söylediğin tek şey ok mu? OK sensin pislik! ya saçmalama, bu ilişki olmalı falan diye diretsene, bana yalvarsana, ağlasana köpek! Ok ne?
- Yani şu an bakınca baya mutluyum. Canım istediği zaman istediğim yere gidiyorum. Paramı sadece kendim için harcayabiliyorum. Sürekli ne yapmam gerektiğini söyleyen bir gerizekalı yok başımda. Kavga yok, gürültü yok, eleştiri yok. Ne zaman terk edilirim acaba diye anksiyetemin artması yok. Kıskançlık yok, anlattığım şeylerle ilgili hemen, "kız kafası yaee " önyargisiyla bakan biri yok. "Neredesin alayım seni?" diyen biri yok. Bir şeylere heveslendigim zaman burnumdan getiren yok. Bir bok bilmediği halde , sürekli aşağılayan yok. Başta sümük gibi yapışıp, ardından "Ee aaa bunaltiyorsun beni" diyen şizofrenler yok. Aslında kafam bu kadar rahatken neden ilişki istiyorum ki.
- Ağır bir kitabı bitirdikten sonra, dinlenmek için daha keyifli, esprili kitap okumak isteriz ya işte puccca günlük 6 tam böyle bir kitap. Bize bir şey katmasa da arada bu tarz kitapları da okumak lazım.
- Geçmişi degistiremiyoruz ama yapacak bir şeyimiz yok. Düşünmemek, yok saymak belki de en sağlıklı olanıdır.
- Tabii ki bir sorun çıkacaktı! Kapının önünde iki tane polis Aha dedim birine bir şey oldu. Ufak çaplı bir kriz yaşarken, adamlar neden geldiklerini söylediler. Osi'yi askere almaya! ... Osi meğersem askerliğini yapmamış. Kaçak sayılıyormus. Kendimi attım yere, ağlaya ağlaya "zorla koca buldum, onu da ilk gece alamazsınız. Allahım çok kötü oluyorum, almayın onu, kocamı almayın ne olur," dedim. Adamlar beni sakinleştirmeye çalışmaktan olayı unuttular. En son kolonyayla sakaklarımı ovuyorlardi. Gerizekalı Osi, sen bana nasıl askerliğini yapmadığını söylemezsin? Ama bende hata, hiç mi anlamadın bu çocuğun bir tane bile askerlik anısı bile yok diye. Şu an ne yapacağımı hiç bilmiyorum.