- Deli gibi aşıksın, her gün yolunu gözlüyorsun, yanlışlıkla sana doğru baksa karnında filler kolbastı oynuyor, sabah akşam hayal kuruyorsun onunla ilgili. Yalnız bir durum var ki er kişinin bu çırpınışlarından haberi bile yok!
- Yarab merakımı mazur gör de ben kulun değil miyim yahu?
- Hayatıma girip beni ben yapan, benden bin tane daha ben alan adamların hepsi gitti.Artık yepyeni bir hayata adım atıyorum, bu kez geçmişle değil gelecekle yaşamak için.Sanırım diyetimi yeterince ödedim...Zaten hiçbirinin soyadı bana yakışmıyordu...(Sf-38)
- ... belki de budur sevgi. Belki de kabullenmektir, hayatını onun için değiştirmektir, onu sevip sevmediğini hep sorgulamaktır, hep onun için yaşamaktır. O zaman ben kendimi hiç sevmemişim demek ki, belki de en baştan beni sorun sadece buydu...
- Fark ettim ki ben de artık hayal kurmuyorum, kuramıyorum, kendime bile inanmıyorum çünkü büyüdükçe her şey daha da gerçek görünüyor göze, artık umut vermiyor, boşa vakit harcamak gibi geliyor.
- Büyümek nedir diye sorsan sanırım bunu derim, uyumadan önce kurduğn hayallerin sorunlara dönüşmesi...
- Filmlerdeki iyi karakterleri sevmiyorum ben, yalan çünkü. Kimse öyle olmaz.
- En acısı da sanırım yokluğumun onlara bir faydasının olmayışı. Varlığım olsa da olur, olmasada...
- Ama nasıl aç gözlü, özenti ve sadece insanlara hakaret edince kendini yücelteceğini sanan bir toplumsak, bu hareketler direkt aşağılama oluyor. Dikkat edin etrafınızda sürekli birilerini aşağılayan, sizin kabul görmediğiniz kurallarla dalga geçen tip varsa sonradan medeniyet denilen şeyi görmüştür. Gerçekten ciddiyim bu konuda, adamlar topluma ayak uyduramayınca etrafındaki insanlara hakaret ederek bir basamak ilerleyeceğini zanneder.
- Seninle ilk tanıştığımızda iyiliğine inanmıyordum ayrıldığımızda ise kötülüğe. Şimdi sanki hiç seninle büyümemiş onca şeyi yaşamamış hatta hiç tanışmamış gibiyim.