Bildiğini yaşayamayınca, yaşadığını bilmeye, ona inanmaya başlıyorsun. Sonra da ilk bildiklerin bile sana yalan geliyor...

İnsan kendi içinde ölür, doğar ve yeniden başlar...

Bana kelimelerin gücünden bahseden kitaplar, Öğretmediniz. Öğretmediniz bunca sükutun nasıl yazılacağını..

Ve onurlu yaşamın alın çatında şu yazıyordu: " Birinci kural: Yalnızca Allah'a dayan!"

Sen bir çay demle sıcacık. Ben tüm soğuk yanlarımı; elimi, yüzümü, gönlümu alıp geleyim...

Bizimkiler? Hikaye gibi, şiir gibi, roman gibi? Biraz Ebu Zer, biraz Mus?ab, biraz Hatice? Yağmur gibi, damla gibi, deniz gibi? Uzaklardan ışıkları görülen loş şehir evleri? Yıldız, gece, ay? Aniden önümüze çıkıp dalgınlıklarımızı şaşırtan bir şafak? Altından geçmek için can atılan gökkuşağı? Yok gibi, zor gibi, var gibi? Durup dinlenilecek bir yudum sığınak? Can gibi? Onlar bizimkiler? Bizimkilerden Mus?ab, Bilal, Ebu Zer? Yüreği yüreklerimize, sevdası sevdalarımıza, ağrısı ağrımıza benzeyen bizimkiler? Bizden önce yürüyen, yorulan, düşen, kalkan yoldaki işaretler. Daha iyi yürümek, yaşamak ve yarınlarımızda onlaırn yanında olmak için Bizimkilere sahip çıkmak ve onları daha iyi anlamaya çalışmak gerekiyor.

İnsanın ömründe bir Hira'sı mutlaka olmalı.

Vahiy evinde yetişmiş olmanın kazandırdığı tüm marifetleri kendi çocuklarına büyük bir ustalıkla sunabilen, onların sadece bedenlerini değil yüreklerini de besleyip yetiştiren, haksızlığa boyun eğmeyip, adaleti ayakta tutan bilinci ilk aşılayan ve ümmete İmam Hüseyin, Hasan ve Zeynep gibi kahramanlar hediye eden bir anneydi Fatıma. s.30

Ne mutlu hala gözleri, yürekleri nemlenenlere... Korkarım sırtınızdaki yükler ağırlaştıkça yüreklerinizdeki rahmet damlalarınız kuruyacak öncelikle: Ağlamayı unutturacak kapitalleriniz, sonra medenileşecek, şehirleşeceksiniz; binalarınızla birlikte çoğalacak zinalarınız, ne mutlu size!

?Hicret edin: Televizyonlarınızdan kitaplara, sokaklarınızdan evinize, evlerinizden çağdaş Suffe?lere hicret edin. Meyledin işte, yönünüz Mevla?ya olsun, düşersinizde meylettiğiniz tarafa doğru düşün, niyetsiz iş yapmayın ki sonunuz hayr olsun. Doksan dokuz kişinin katili, adımlarını haktan yana attığı için kurtulmadı mı? Dedim ya: Hicret edin tüm benliğinizden, kapitallerinizden, arabalarınızdan, çeşit çeşit çoraplarınızdan. Sade olun? Gönlünüzdeki Hira?lara hicret edin??