- Çok sevimsiz bir şey korku. Keşke öğrenmez olaydım. Bana kapkara anlar yaşatıyor bu duygu, mutluluğumu zedeliyor, ürpertiler, titremeler uyandırıyor içimde.
- Mutluluğu hak ettiğimize inanmışsak, küçücük bir şey bile bizi mutlu kılmaya nasıl da yetiyor.
- O derin uykuya daldığım sırada başıma bir şeyler gelmiş olmalı. Göğsümün sol yanındaki yara izinden anlıyorum bunu. Acı falan duymuyorum ama yeni yaratığın daha ilk ortaya çıkışında böyle bir yara izi bırakması, beni pek de mutlu olayların beklemediğini getiriyor aklıma.
- İster istemez yedim yasak elmaları, açlığa daha fazla dayanamadım. Bu davranışım benimsediğim yaşama kurallarına aykırıydı gerçi, ama karnı aç olana bütün kurallar vız gelir bence.
- Bilgi deneyle kazanılıyor. Varsayımlar, yakıştırmalar, sanılar hiçbir şey katmıyor kişinin öğrenimine.
- Başlangıçta ne diye yaratıldığımı bir türlü anlayamıyordum. Ama şimdi başlamaya başladım: bu güzel dünyanın gizli yönlerini bulmak, mutlu olmak, bütün bu şeyleri düşünüp bize verene şükretmek.
- "Tom!" Yanıt yok. "Tom!" Yanıt yok.
"Ne oldu bu çocuğa acaba? Tom neredesin?"
Yaşlı kadın, aşağı indirdiği gözlüklerinin üzerinden odayı şöyle bir gözden geçirdi; sonra yukarı kaldırıp bir de gözlüğünün altından odayı taradı. - Yoksulluğumuz ölçüsünde mutlu, mutluluğumuz ölçüsünde yoksulduk, nasıl isterseniz öyle deyin.
- Ne isem oyum ben, kendi kendimi yaratmadım ya!
- Havva'nın mezar yazıtı
"Cennet, O'nun olduğu yerdi.
Adem"