- Aslında aşk denince cinsel değil manevi aşk kastedilir. Eğer manevi aşk, manevi beraberlik söz konusu ise, bu manevi beraberliğin sözlerle, konuşmalarla, sohbetlerle ifade edilmesi gerekir. Böyle bir şey yoktu. Yalnız kaldığımız zamanlar konuşmak müthiş zor oluyordu. Yararsız sonuçsuz bir çabaydı konuşmak. Ne söyleyeceğini düşünüp söylüyorsun, sonra yine susuyorsun, söyleyecek bir şey bulman gerekiyor. Konuşacak bir konu yoktu. Bizi bekleyen yaşamla, düzenle, planlarla ilgili söylenebilecek her şey söylenmişti, daha ne söyleyenecekti?
- İnsanda, derdi o, yalnız iki kusur kaynağı var: avarelik ve boş inanç, yalnızca iki erdem var: çalışma ve akıl.
- Tekerleklerin yürümesi için yağlama ne kadar gerekliyse, en iyi, en dostça ilişkilerde yaltakçılık ve övgü o kadar gereklidir.
- Egoizm, gösteriş; kalın kafalılık, her şeyde bayağılık; kendisi gibi göründüğü zaman kadın işte budur. Sosyetede ona bakarsan, bir şeydir dersin, oysa hiç, hiçbir sey değildir. Evet, evlenme kardeşim, evlenme.
- Ama kendini bir kadına bağladın mı, prangaya vurulmuş bir kürek mahkumu gibi bütün özgürlüğünü yitirirsin, her şey, umudundan, gücünden ne kalmışsa hepsi, sana yük olmaktan, acı vermekten başka bir şeye yaramaz. Salon dedikoduları, balolar, gösteriş, bayağılık; işte içinden çıkamadığım kısırdöngü.
- "O anda Tanrı'nın ilk kelamını hatırladım: "İnsanda ne var öğren?" İnsanda sevgi olduğunu anlamıştım."
- "Ona Bakınca arkasında bir arkadaşımı, ölüm meleğini gördüm. Benden başka hiç kimse bu meleği görmüyordu; bense hemen onu tanıdım ve zengin adamın gün batmadan öleceğini anladım. Aklımdan şunlar geçti o anda: "Adam bir yılın hesabını yapıyor, oysa akşama kalmadan öleceğini bilmiyor." Ardından Tanrı'nın diğer kelamını hatırladım: "İnsana ne verilmemiş öğren." İnsanda ne olduğunu öğrenmiştim. Artık insana ne verilmediğini de biliyordum. İnsana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi vermilmemişti."
- "Bütün insanlar kendilerini düşünüp kolladıkları için değil, içlerindeki sevgiyle yaşıyor."
- "Hayır oğlum, bir şey gördüğün yok; kin senin gözlerini kör etmiş. Hep başkasının günahını görüyor, kendininkini kulak ardı ediyorsun. Ne diyordun? O daha kötüymüş! Kötülük eden bir tek o olsaydı, ortada kötülük kalmazdı."
- "Kıvılcımı söndüremezsen ateşi zaptedemezsin."