- Eğer şeyler hep göründükleri gibi olsalardı, insan imgelemi ne kadar yoksullaşırdı!
- Birbirlerinin en gizli güçsüzlüklerini görmeye başlamışlardı, aşkın gerçek yerini.
- Bence sanatçı için -toplum için de öyle ya- sanat diye bir şey yoktur; sanat yalnızca eleştiriciler, önkafada yaşayanlar için vardır. Sanatçı olsun, toplum olsun bir sismograf gibi hiçbir mantıklı açıklaması olmayan elektromanyetik bir yüklemeyi kaydederler. İnsan doğru ya da yanlış, başarılı ya da başarısız, bir tür iletinin rasgele sürdürdüğünü bilir. Ama onları öğelerine ayırmak, burunüstü yere çakmak -- insanı hiçbir yere götürmez. (Sanata teslim olamayanlara özgü bir yaklaşım bu, sanıyorum.) Mantığa aykırı gibi mi? Neyse.
- Gençlik umutsuzluk yaşıdır.
- Telefon, asla gerçekleşmeyen iletişimin çağdaş bir simgesi.
- Aşkların en bereketlisi, zamanın yargıcılığına bırakılandır.
- Yaşam ancak ölümü yanlarına alanlar için boş değildir!
- Kumarbazlarla aşıklar gerçekten kaybetmek için oynarlar.
- Kendi felaketimizi kendi ellerimizle hazırlarız, onlar bizim parmak izlerimizi taşır.
- Aşk siper savaşı gibi bir şeydir, düşmanını göremezsin; ama orada olduğunu bilirsin; en iyisi başını siperden hiç çıkarmamaktır.