- Ne çile! Zihnimi geceleyin neden devre dışı bırakamıyordum, kaçık gibi ince ince düşünmeye son verip sakince neden uyuyamıyordum?
- Güzel arabalar vasat insanların kıskançlığını, entelektüellerin küçümsemesini ve uyanmış ruhların merhametini çeker.
- "Dün anlattıklarına bakarsak, sen başkaları için çaba gösteren biri olmayı seviyorsun ve buna karşılık 'fedakarlıklarının' karşılığında değer görmeyi umuyorsun. Dahası, biraz kendinden şikayet etmeyi ve böylece insanların sempatisini kazanmayı seviyorsun. Aramızda kalsın, palavra bu: Bütün incelemeler göstermektedir ki, kendi tercihlerini üstlenenler ve yaşamayı seçtiklerini yaşayanlar bize daha cazip gelir. Sonuç olarak, bitmez tükenmez yakınmalar yalnızca seni heyecanlandırır..."
- Sonuçta insanlarla tartışmak bir işe yaramaz. Onları asla ikna edemeyiz....
- Kötülerden intikam almanın en iyi yolu, onlara benzememektir.
- Öte taraf beni kendine çekiyordu; yavaş yavaş, karşı konulmaz biçimde. Yerimin orası olduğunu, ruhumun orada serpilip gelişeceği tuhaf duygusu içindeydim.
- Hayatta gerçekten dinleniyor olma fırsatı hep çıkmaz insanın karşısına.Başkasının sizi anlamaya,düşüncenizin kıvrımlarını ve ruhunuzun derinliklerini keşfetmeye çalıştığını hissetmek.
- Rahat giysilerimle tek başıma bir anakronizm* yarattığım izlenimi içindeydim. s.17 (*Anakronizm: Anakronizm, herhangi bir olay ya da varlığın içinde bulunduğu zaman dilimi (dönem) ile kronolojik açıdan uyumsuz olması. Özellikle edebiyat ve sanatta genellikle eserin geçtiği tarihi döneme ait olmayan varlıkları ve uygulamaları belirtmek için kullanılır. Yunanca kökenli olan kavram Türkçeye Fransızca anachronisme sözcüğünden geçmiştir. vikipedi)
- Başkalarının bana tavrı benim tutumumla koşullanıyordu... Onların tepkilerine yol açan bendim. s.77
- "Düşünsene" diye devam etti Dubreuil, "dünyada seni rahatsız edebilecek hiçbir durum olmasa yaşamın neye benzerdi?" "Çok güzel olurdu. Ama hala bu durumdan uzaktayım." "O noktaya varmanın tek yolu, gerçekle yüz yüze gelmen, korkun yok olana dek korkularının nesnesiyle karşı karşıya kalman, yoksa senin meçhul karşısındaki kaygını büyütmekten başka bir işe yaramayan bir sığınağa saklanmak değil. s.66