- Oğlanın adını öğrendim: Manaar. "Yol gösteren ışık" demektir.
- "James Parkinson, George Huntington, Robert Graves, John Down. Şimdi de bizimki, yani Lou Gehrig. Nasıl oluyor da erkekler hastalık adlarını bile tekellerine alıyor?" (syf,344)
*Kültür bir evse, dil de ön kapının ve içerideki odaların anahtarıdır, dedi... - Yorgunum dedi.
Neden yoruldun dedim.
Her şeyden yoruldum. - Bir öykü giden bir trene benzer: Ona nereden binersen bin, er ya da geç hedefine varırsın.
- Bir başkasının yüreğini, yüreğinden geçenleri yargılarken kişi bir miktar da olsa alçakgönüllülükten ve yardımseverlikten nasibini almış olmalı.
- Sizi selden çekip kurtaran ip, ileride boynunuza dolanmış bir ilmeğe dönüşebilir.
- Ama aslında boş boş dolandığım, başıma bir şey gelmesini, bütün ömrümün ona doğru aktığı, her şeyi değiştirecek olan bir şeyin gelip beni bulmasını beklediğim duygusu giderek güçleniyor.
- ...bir şeyi anladım. Dünyanın sizin içinizi görmediğini, derinin ve kemiğin maskelediği umutlarınızı, hayallerinizi ve kederlerinizi zerre kadar umursamadığını.
- Güzellik gelişigüzel, düşüncesizce dağıtılmış, hakkıyla kazanılmamış, muazzam bir armağandır.
- Babam hayattaki bütün güzel şeylerin narin olduğunu, bir anda uçup gidebileceğini söylerdi.