- Hayatta bir tek günah vardır, o da hırsızlık. Tüm diğer günahlar, hırsızlığın türevleridir.
Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.
Hayatta çalmaktan daha kötü birşey yoktur. Anlıyor musun ?" - "Sonradan bulduğun bir şeyi yitirmek, her zaman daha zordur."
- Herşey bir yana hayat bir Hint filmi değil. Afganların en sık yinelediği deyiştir: Zendagi migzara. Hayat devam ediyor.Başlangıcı, sonu, kemyah, nahkami, bunalımları, sevinçleri önemsemeksizin, ağır, tozlu bir kervan gibi ilerliyor.
- "Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın."
- Yalnızca bu anının içimde yaşadığını biliyordum; mutlu geçmişin kusursuzca mumyalanmış bir parçası; yaşamlarımızın dönüştüğü bu gri, boş tuvale atılan rengarenk bir fırça darbesi.
- "... ama zaman çok aç gözlü bir şey, - bazen bütün ayrıntıları çalıp kendine saklıyor."
- ...ama geçmiş için söyleneler yanlış. Ben onun nasıl gömüleceğini öğrendim. Her ne kadar geçmiş pençeleriyle kendine bir çıkış yolu açmayı becerse de.
?Yeniden iyi biri olmak mümkün.' - Masasının üzerindeki bir levhada şöyle yazıyordu: YAŞAM BİR TRENDİR, ATLA.
- Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler...
- uçurtma avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkinbir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakarlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan uçurtma avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.