- İşte böyle. Kalbimde bir iz bıraktın Clark. Komik kıyafetlerin, kötü esprilerin ve en küçük bir duygunu bile saklamak konusundaki beceriksizliğinle odamdan içeri girdiğin ilk andan itibaren bende bir iz bıraktın. Sen benim hayatımı, bu paranın senin hayatını değiştireceğinden çok daha fazla değiştirdin.
- Birine bu kadar yakın iken parmaklarinizin altında teninin sikilastigini hissedip onun dışarı verdiği nefesi solution ve yüzü size bir kaç santimetre uzaktayken biraz değersiz hissetmemek mümkün değildi.
- Nefis bir lezzet karsisindaymisim gibi onun kokusunu içime çekerken buldum.
- Artık sadece ben onun yüzünü izliyordum. Kirpiklerinin gözlerinin kesimlerinde titretisini seyrettim ve burnunda beliren yeni cilllere baktım.
- Bazen, dedi kendi kendine, hayat muhtemelen katıksız bir irade göstererek pazarlık edilmesi gereken bir dizi engele dönüşebiliyor.
- Sen ve ben. Bir artı bir. Bizi toplayınca sonuç ne olur merak ediyorum.
- Deanna, "Umurumda değil. Senin olan her şey benim," deyip tam yirmi saniye boyunca yüzünü Ed'in yüzüne kilitlemişti. Mahalledeki pizzacıda yemek yediler. Ed onu ne zaman görse belli belirsiz, refleks gibi bir panik duygusu hissetmeye başlamıştı. Deanna her zaman, her şey hakkında bir şeyler "hissediyordu". Kırmızı bir otobüs görünce mutlu oluyor, bir kafenin penceresinde solmuş bir bitki görünce ağlamaklı oluyordu. Her şeyi uçlarda yaşıyordu... Ed buna hazır değildi. Yalnız kalmak istiyordu. -S 41
- Bazen, hayat muhtemelen katıksız bir irade göstererek pazarlık edilmesi gereken bir dizi engele dönüşebiliyor. Uçsuz bucaksız denizin bulanık mavi rengine bakıp havayı içine çekmek... Pek çok şey atlatılabilir.
- Bazen kendi kendine hayat muhtemelen katıksız bir irade göstererek pazarlık edilmesi gereken bir dizi engele dönüşebiliyor. Uçsuz bucaksız denizin bulanık mavi renginde bakıp kafasını yukarı kaldırdı ve havayı içine çekerek bunu da atlatacağına karar verdi. Pek çok şey atlatabilirdi. Ne de olsa mutlu olmak hiç kimsenin hakkı değildi.. ( jess ve marty)
- Birbirlerine aşktan başka verecek hiçbir şeyleri yoktu. ... Onsuz yaşamaktan korktuğumu fark ettim. Benim hayatımı yıkmaya ne hakkın var, demek istiyordum. Benim senin hayatın üzerinde hiçbir şey söylemeye hakkım yokken bunu yapmaya ne hakkın var? ... ...Sana bu parayı veriyorum, çünkü beni artık mutlu eden pek bir şey yok, sadece sen varsın. Beni tanımanın sana acı ve hüzün getirdiğinin farkındayım. Umarım bir gün bana daha az öfkeli ve kırgın olduğunda sadece bu yaptığımdan başka yapacak bir şeyim olmadığını, bunun gerçekten iyi bir yaşama sahip olmana, benimle tanışmasaydın sahip olacağın hayattan daha iyi bir hayata sahip olmana yardımcı olacağını da anlarsın. ... İşte böyle. Kalbimde bir iz bıraktın Clark. Komik kıyafetlerin, kötü esprilerin ve en küçük bir duygunu bile saklamak konusundaki beceriksizliğinle odamdan içeri girdiğin ilk andan itibaren bende bir iz bıraktın. Sen benim hayatımı, bu paranın senin hayatını değiştireceğinden çok daha fazla değiştirdin. Beni o kadar sık düşünme. Seni sulu gözlü bir şekilde hatırlamak istemiyorum. Sadece iyi yaşa.