- Tüm bunları sana yüksek binalardan atla yada balinalarla yüz diye söylemiyorum. Her ne kadar bunları yaptığını düşünürken içten içe keyiflensem de sana sadece cesurca yaşa diyorum. Asla durma sakın bir yerlerde takılı kalma. O çizgili külotlu çorapları grurla giy. Ve eğer ille de ahmak bir herifle yaşayacağım diye tutturacaksan paranın bir kısmını yastık altı yaptığından emin ol. Hayatta hala fırsatlarının olduğunu bilmek bir lüks.
- Kadınların, erkekleri aslında onlara aşık oldukları için seçmediğini, dişi türün kendi çocuklarına en iyi fırsatı sunmak için en güçlü erkeğin peşinden gittiği üzerinde duruyordu. Bu kadınların bilerek yaptığı bir şey değildi; sadece doğaları böyleydi.
- Ama güzel yüzünü, gülümsemeni düşünebilmek ve kısmen de olsa bunun bana ait olabileceğini bilmekhayatım boyunca başıma gelen en harika şey.
- "Seni sevmeye devam edersem bu beni tüketir. Senden başka hiçbir şeyim olmayacak. Her an fikrini değiştirmenden korkacağım. Ve eğer değiştirirsen herhalde hayatım biter."
- "Seni sevmeye devam edersem bu beni tüketir. Senden başka hiçbir şeyim olmayacak. Her an fikrini değiştirmenden korkacağım. Ve eğer değiştirirsen herhalde hayatım biter."
- O buğulu uçsuz bucaksız derinlikteki gözlerinle bana her baktığında bende ne bulabileceğini düşünürdüm hep. Şimdi bunun aşıklara özgü saçma bir bakış açısı olduğunu görüyorum. Bizim sevgimiz ancak dünya durursa biter.
- Bilgi güçtür.
- Neden kadınlar her zaman bir olayın üzerinden onu sorun haline getirinceye kadar tekrar tekrar geçerler?
- Ben, Lou Clark, dünyanın öbür ucuna doğru gidiyordum. Ama bunu algılayamıyordum. Gözüm Will'den başka hiçbir şey görmüyordu. Kız kardeşimin, Thomas'ı ilk doğurduğunda hissettiği gibi hissediyordum. Yeni doğan bebeğine bakarken, "Bir borunun içinden bakmak gibi bir şey bu," demişti. "Dünya sadece ben ve ondan ibaret."
- Onsuz yaşamaktan korktuğumu fark ettim. Benim hayatımı yıkmaya ne hakkın var, demek istiyordum. Benim senin hayatın üzerinde hiçbir şey söylemeye hakkım yokken bunu yapmaya ne hakkın var?
(syf 471)