- Tapduk Sultan'ım ile Şeyh-i San'an'ın kabirlerini birbirine bitiştiren defne ağacından düşmüştü.
Hastadan, alilden, yaşlıdan her kim gelirse bu defne yapraklarından demleyip suyunu şifa diye sunarsa onlar Allah'ın izniyle şifa bulurlar - Geyikli Baba'nın, onca yoldan gelmiş bir dervişe neden dolu göndererek gizliden gizliye "Hanemizde sana yer yok, çok kalabalık ve doluyuz, himmetini başka yerde ara!"...
- Derdi veren Allah dermanı da vermiş Zahir Baba, suçu tövbe ile birlikte yaratmış Allah!
- Allah bana hastaları kolayca iyileştirecek eller bahşetmişti
- Çam sakızı topladım, ufaladığım melengiç yaprakları ve yulaf samanlarıyla yoğurup bir yakı hazırladım.
- Bin bir adlu bir Allah, yüz bin adlu ya Sübhan, bir derdime bin derman sen yarı kıl ya Rahman" duasını okuya okuya ikinci kez yeniden bina ettiğimi söylesem Molla Kasım inanır mısın?
- Bir zamanlar çektiğim "Bilmem" zikrinden sonra yedi yıl boyunca yedi esma virdiyle nefis terbiyesinden geçip "Ya Alim"e yükselmiş, "Ey her şeyi bilen Allah" demenin lezzetini tatmıştım.
- *Kabristan; bir ibretlik yer idi; ne kapı vardı giresi, ne yemek vardı yiyesi, ne ışık vardı göresi!
- Rahmet ile zahmet arasında bir nokta farkı vardır; Allah dilerse zahmetteki noktayı kaldırıverir.
- İlk rastladığı kişiye mutlaka - "Doğruluk mu daha büyük meziyettir, yoksa yiğitlik mi?" - diye sorar, cevap ne olursa olsun, -"Bütün insanlar doğru olsaydı yiğitliğe lüzum kalmazdı'" -derdi.