- Birden kalp şeklinde çakıl taşları gördüm. Yüzlerce... Yüzlerce... Yüzlerce... Neydi onlar sanıyorsun? Sevilmemekten taşa dönmüş minik kalplerdi. Sahile bırakılmışlardı. Tek tek topladım onları, kucağıma aldım, güneşe karşı oturdum.
- Lorin; avuntu.. Ninni... Aydınlık... Avutmak için söylenen ninni..
- Aşkta mesele şu ki... O dönme dolap, adı üzerinde, dönüyor... Yükseliyor... Alçalıyor... Ama sen hep en tepedeki halini anımsıyorsun...
- Babalık zamanla öğreniliyormuş, tıpkı insanlık gibi. Tam öğrendiğim diyordum, artık iyi bir insan, iyi bir baba olabilirim, hatalarımdan sonra doğrularım kaldı geriye diyordum ama vakit yetmedi.
Hayatın böyle bir oyunu var işte. Sana aslında neyin lazım olduğunu öğreniyor, idrak ediyorsun ama o son gün gelmiş oluyor ve işine yaramıyor. - Eğer bir kadın kendi parasını kazanamazsa mutlaka erkeğin kölesi olur.
Hiçbir erkeğin seni boş vaatlerle kandırmasına göz yumma. Erkekler güzel sözler söyler. Kadınlar da güzel söze kanar. Sevilmek ister hepsi. Ama erkekler zayıftır yavrum, kolay konuşurlar. Konuşmak, söz vermek dilden çıkar, uçar gider. - İnsan dünyanın en büyük yalancısıdır kendine. İnanmak isteyin yeter ki; ne bahaneler bulur yürek...
- Bir adamı acıyla ve inatla sevmenin utancı içindeydi. Midesi ve kalbi aynı anda ağrıyordu. Ya çok mutluydu onunla ya da çok mutsuz.
İnsan, birini hayatından çıkarmaya çalıştığında onu daha mı çok büyütüyordu içinde yoksa?
Meleği ile şeytanının aynı adamın bedeninde olduğuna inanacak kadar karmakarışık etmişti dünyasını bu ilişki. Doruk zehirliyor, Doruk hasta ediyor, Doruk çıldırtıyor, sonra bütün bunları yapan o değilmişçesine panzehiri oluyor, sakinleştiriyor, severek iyileştiriyordu. Ya da iyileştirdiğine inanıyordu. - Artık yaşadıkları hiçbir mutlu ana güveni yoktu. Her barışma geçiciydi. Her kavganın mutlak bir sevişmeyle son bulacağı gibi...
Paçavraya dönmüştü ruhu. - Ne çok yaramı açık ettim sana. Bile bile... Şimdi giderken yine yaralarımdan vurursun sen beni!
- Hiçbir zaman hiçbir şeye bağlanmadın. Kaybedince kahrolacağım hiçbir şey benim olmasın, derdin...