- Tevekkul ve tesliyemetiniz arttikca direnciniz de yerine gelecektir.Siz i$leri kainat Hakim'ine birakin.cunku siz yalnizca bir kulsunuz.planlama O'na aittir...
- Her eser bir planın sonucudur. Her şey bir ölçüye göre şekillenir. İnsan da öyledir.
- İşte şu kainatın yaratan Rabbimiz de, koyduğu umumi ve muhteşem kanunlarla alemin nizamını sağlamıştır. Bu nizama en küçük atomdan, milyarlarca yıldızı bulunan galaksilere kadar her yaratılan şey tabi olmuştur. Her şeyin hakkı ve hukuku bellidir. Her şey emirber neler gibi, o muhteşem sistemin içinde hareket eder.
- "Kainatın başlangıcında konan bu nizam ,aynı ihtişam ve Ahenk içinde devam etmektedir. Eğer bir zerre ,kendine verilen rotadan sapsa ,kainat çalkalanIR ,kıyameti koparIR. "
"Kainata tefekkurle bakan akıl sahipleri ,her işin içinde Sultan-ı KaiNatın Kudret elini görecektir. " - "Cenab-ı Hakkın görünmemesi ,şiddet -i zuhurundan ve zıddınin olmamasındandır.Hatta en şiddetli parlaklığı sırasında güneşin dahi gorunmesi mümkün olamamaktadır .Bediüzzaman Hazretlerinin bu mevzuda çok güzel bir sözü vardır :"HER ŞEYİ MADDEDE ARAYANLARIN AKILLARI GÖZLERINDENDIR.GÖZ ISE MANEVİYATTA KÖRDÜR."
- Denizlerin kurudugu yerde su bulunur mu? Sam yelinin vurduğu bugdaydan ekmek olur mu ? Kararmış gecelerde güneş aranır mı?
Umitsizligin ve çaresizliğin tavana vurduğu, hayatın zikzaklarını henüz ezberleyememiş olan benim de durumum , işte böyleydi. - Kâinatın ipleri Allah'ın elindedir. O, kullarını imtihan eder, sıkar , acıtır ama asla bunaltmaz.
- Ah o namaz!
Bütün hucrelerimin ayaklandığı , bütün duygularımın şaha kalktığı, kalbimin ölesiye çarptığı ve ruhumun tarifsiz bir huzurla dolduğu o namaz. - Şunu çok iyi anlamıştım ki kötülüğe karşı kötülükle insanlar etkilenmiyor ve onlardan intikam alınmış olunmuyor. Daha çok, kinler ve düşmanlıklar artıyor. Ama kötülüğe karşı iyilikle cevap verildiğinde, bu en büyük intikam oluyor. Çünkü onun kalbi ve ruhu öylesine ezilip büzülüyor ki etini lime lime parçalasalar belki bu kadar acı duyamaz..
- Insan geçmiş günlerini özlediği zaman ya, "Elhamdulillah" der veya "Ah o günler!" diye iç çeker. Insana cok defa şukrettiren, geçmiş günlerin hastalıkları ve elemleridir. Çünkü elemlerin kaybolması, lezzettir. Ve insanın "Ah, of!" çektiği şeyler ise geçmiş günlerin rahatı ve lezzetleridir. Insan, "bu da geçer, ya Hu!" diyerek şükretmelidir.