- Gözlerini kapamak, kimi insanlar için böylesi zor, sıkıntılı anlarda gerçekleşsin istenilen beyhude bir kaçış girişimidir.Çaresiz insanlar son bir umut olarak, son bie kurtulma arzusuyla, toprağın altına girer gibi, karanlıkta bir okyanusun sularına dalar gibi gözlerini kapatırlar.Gözlerini kapamak çocukluktan kalma ilkel bir savunma silahıdır; hiçbir sorunu çözmez, sadece sen görmeden olup biter her şey.Buda iyi bir şeydir
- Yürüdüğün yolun ışıklandırılmış olması, gideceğin yerin aydınlık olması anlamına gelmez.
- İnsan bir kere aşık olmayagörsün. Her şeyi sevdiğine yormaya başlıyor. İzlediğim filmlerdeki kadınlar, okuduğum şiirlerdeki kadınlar hep sen. İstanbul'u da sana yoruyorum, sonbaharı da... Bu sonbahar, hayatımın en uzun sonbaharı. Fakat ne garip! Sen hayatımda azaldıkça, sonbahar uzuyor. Sonbaharı sana yormak, belki de bu yüzden dünyanın en yorucu işi gibi geliyor. Zor sahiden. Zor. Sonbaharda gitmekten söz ediyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben seni arıyorum.
- Annenin ölümünün dilbilgisi, grameri olmuyor ki Eda.İnsanın annesinin ölümü zaten hayatın anlatım bozukluğu. Sayfa:47
- İnsanın en iyi gizleme yolu, gizlemek istediği şeyin çok yakınında gezinmesi ve kalabalık cümleler kurmasıdır. sayfa:25
- Yürümeye başladığımda ne kadar yürüdüğümün farkına varamıyorum. Kendime geldiğimde uzaklaşmış olduğumu fark ediyorum bir tek. Uzaklaşmak, nasıl da yakıcı bir şey. İstanbul sonbaharı giyince üzerine, nasıl da sana benziyor farkında mısın? Ben kalbimi arıyorum. Ben kalbimi arıyorum. Ben kalbimi arıyorum. Ben seni arıyorum.
- Dışarıda yorgun bir sonbahar havası var. Ağaç dipleri yaprak mezarlığına dönüyor. Üşüyen sevgili için kaşkolunu çıkarıp, onun zarif boynuna sarma vakti. Bir sahil kenar çaycısına sığınma vakti. Bulutlar bir şeyler anlatmaya çalışır böyle zamanlarda. Ben bulutların dilinden anlamam. O yüzden sık sık yağmur yağar ben dışarı çıkınca. Şimdi bütün bunların önemi yok. Ben umut arıyorum. Ben umut arıyorum. Bem umut arıyorum. Ben seni arıyorum.
- Hayal kırıklığına uğramış kadınlara özgü bir ağlama biçimi vardır.Öyle ağlıyordu.Bu ağlama biçimi birinin ölümüne ağlamaya, canının çok yanmasına veya bir şeyin moralini bozmasına ağlamaya hiç benzemiyor.Hayal kırıklığı yaşayan bir kadının ağlaması bu.Başka da bir şeye benzetmesi, bir tarifi yok.
- Yol, insanın araf duygusunun en çok hissettiği yer sanırım; Bir yerden bir yere giderken aslında hiçbir yerde olmamak halini yaşıyorum.İki mekan arasındaki hiçlik. İki hal arasındaki yokluk. İki menzil arasındaki zaman boşluğu.
- Ağlayan kadınlar da yeni doğmuş bebekler gibi, ağlarken bir şey söylemenizi beklemezler. Yapmanız gereken şey sadece sarılmaktır; susmak, sarılmak ve kadının gözyaşları dinene kadar öylece sabırla beklemek.