Şehzade, padişah babasının en sevdiği büyük - AlıntıSöz

Şehzade, padişah babasının en sevdiği büyük oğluymuş. Babası oğlunun üzerine titrer, onun bir dediğini iki etmez onun için ziyafetler, şölenler verirmiş. Bir şölende şehzade babasının yanındaki kara sakallı, karanlık yüzlü bir adamın Azrail olduğunu anlamış. Şehzade ile Azrail göz göze gelmişler ve hayretle birbirlerine bakmışlar. Telaşlanan Şehzade şölenden sonra babasına davetlilerden birinin Azrail olduğunu, tuhaf bakışlarından onun canını almaya kararlı olduğunu gördüğünü söylemiş. Baba padişah telaşlanmış Sen kimseye söylemeden doğru İran'a Tebriz Sarayı'na git, orada saklan demiş oğluna. Tebriz Şahı şu ara dostumuz, seni kimseye vermez. Ve oğlunu derhal İran'a yollamış. sonra bir daha şölen vermiş ve hiçbir şey olmamış gibi karanlık yüzlü Azraili de gene davet etmiş. Padişahım, şehzade oğlunuz bu akşam yoklar demiş. Azrail endişeli bir ifadeyle. Benim oğlum gencecik bir delikanlı demiş padişah. İnşallah daha çok da yaşayacak. Sen onu neden soruyorsun ki?... Üç gün önce Hazreti Allah bana İran'a git, Tebriz Şahı'nın sarayına gir ve oğlunuzun, sizin şehzadenizin canını al! diye emretmişti demiş Azrail. Bu yüzden dün oğlunuzu İstanbul'da burada karşımda görünce hem hayret ettim, hem de çok Sevindim. Oğlunuz da benim kendisine bir tuhaf baktığımı görmüştü. Ve böyle dedikten sonra Azrail hemen sarayı terk etmiş. (Sayfa: 42)

Diğer Orhan Pamuk Sözleri ve Alıntıları