Ülkenin içine düştüğü bunalımı bir Haçlı-İslâm çatışması olarak değerlendiren Mehmet Akif de İslâm ülkelerini sömürgeleştiren İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya'yı yazılarında yerden yere çarparken, Almanya'ya başka gözle bakıyordu. Akif Trablusgarp savaşı sırasında, Sırat-ı Müstakim'de; Osmanlı ve İslâm muhibbi Almanlara açık mektup, başlıklı yazısında; Biz mahvolursak doğunun anahtarı Almanların değil, rakiplerinin eline geçecektir. Doğu?yu korumak ve uygarlaştırmak, Doğu?ya doğru Osmanlılar ile birlikte gitmek, Doğu?yu Alman ticaret ve sanayii için kazanmak... İşte kendisini bilen Osmanlı ve Alman hükümetleri için büyük bir program... diyerek Almanların İtalyanları değil, Osmanlıları tutmasını istiyordu. 1915?te Berlin gezisinde Akif'in bu çocuksu heyecanı (ki birçok Osmanlı aydınında vardı) Almanya için kaleme alınan şu beyitte ifadesini bulur.(69) Bilir misin ki senin şarka meyleden nazarın, Birinci defa doğan fecridir zavallıların... Alman kolonyalist ideolojisi yeni Osmanlı ideolojisiyle aynı noktalar üzerinde birleşiyordu. 1890 yılında Helgoland adasının Almanya'ya katılması ile ilgili protokolü imzalayan Hariciye müsteşarı Baron Marschall von Bieberstein, Türkiye'ye sefir olarak tayin edildi. Baron uzun boyu, gürültücü konuşması, talebe düellolarından kalan kılıç yaraları dolu yüzüyle, Beyoğlu muhiti kadar Saray ve Bâb-ı Âli çevresinin de renkli bir kişisi oldu.(70) 1910?da Bağdat hattının son mukavelesini de imzalayan bu nüfuzlu büyük elçi; adeta Helgoland-Bağdat hattının, yani Yakındoğu?ya yönelen Alman yeni-koloniyalizminin (sızmasının) somut örneğiydi. Dönemin şarkiyat uzmanı Dr. Jaeck, Helgoland-Bağdat, Alman-Osmanlı işbirliğinin Almanya'nın Yakındoğu?daki hegemonyasının gerçekleşmesi demektir diye durumu özetledi.(71) Alman tüccarları, yatırımcıları, Alman eğitim ve sosyal yardım tesislerini yöneten personel ve nihayet takım takım gelmeye başlayan uzman ve subaylarla İstanbul'da kalabalık bir Alman kolonisi teşekkül etti ve Beyoğlu bir Alman müstemlekesi havasına büründü. Beyoğlu?nda Almanlara has dükkân ve restoranlar ortaya çıktı. Alman birahaneleri, lokantaları ve müziği kentin bu kesiminde ?biz de varız? diyordu.(72) Osmanlı ülkesi Almanya'nın güdümüne giriyordu. Mazlum halkların ışığı olması gereken panislamizm ideolojisi ve hilâfet kurumu, Haziran 1900?de Çin'de Bokser (Boxer) ayaklanması patlak verdiğinde Çinli Müslümanların ayaklanmaya katılmasını önlemek için kullanıldı. 5 Nisan 1901 günü Cuma Selâmlığı?nda Alman elçisi von Bieberstein, Sultan'dan Çin'e acele bir nasihat heyeti göndermesini istedi. Enver Paşa başkanlığında; Ömer Nazım Bey, Mustafa Şükrü Efendi (din adamı) ve bir tercümandan kurulu bir nasihat heyeti, Rus bandıralı Nikola gemisiyle Çin'e gitti.(73) Emperyalist devletlerin orduları, ayaklanan Çin halkını katlederken, Osmanlı heyeti Müslüman Çin'lilere ayaklanmaya katılmamalarını Halife adına tenbih ediyordu. Bu bir geçekçi politika (real politik) gereğiydi belki, ama girişimin hoş bir görünümü yoktu. Dipnot : 69 - Cevdet Kudret, Bir Bakıma (Makale-İncelemeler) İnkılâp ve Aka Kitabevi, İstanbul, 1977, s. 234-236. 70 - Mary Mills, Patricks, Under Five Sultans, s. 181. 71 - Doktor Jaeck, E. Balkan Harbinden Sonra Şarkta Almanya, İfham matbaası, İstanbul, 1331, s. 6. 72 - BOA, Yıldız Evrakı. II (161) kısım 16, no: 2317 zarf 161-11 İstanbul'da Almanya ve İngiltere Başlıklı Risalenin Tercümesiden. 73 - Abdülhamid'in Çin'e gönderdiği Nasihat Heyeti Yıllar Boyu-Yakın Tarih Dergisi, Haziran 1928, sayı 3. s. 11-13, imzasız. Ayrıca İ. Süreyya Sırma, II. Abdülhamid'in Çin Siyasetine Dair Bir vesika 9. Türk Tarih Kongresi Tebliği, 1981. KAYNAK : İlber Ortaylı, Osmanlı İmparatorluğu?nda Alman Nüfuzu, Alkım Yayınları, İstanbul, Mart 2006, 9. Baskı, s.71-73. http://psi301.cankaya.edu...an%20Nufuzu.pdf Resim : II. Hamid Han (solda), II. Wilhelm Kaiser (sağda)
Diğer İlber Ortaylı Sözleri ve Alıntıları
- Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023) / İlber Ortaylı - sf. 18 :
Türkleri konuşurken önce büyük bir coğrafyada ve inanç dünyasında Türkiye'nin öncülük rolünü bileceğiz. Bu önemli bir konudur. Bize modellik edecek başka kimse yok, ulus yok. Biz herkesin modeli olmak durumundayız.
,, - Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023) / İlber Ortaylı - sf. 20, 21 :
Yeni nesil Balkanları bilmiyor. Dedesi şehit düşmüş, gömülmüş 1912 - 1913 bozgununda... İnsanlar oradan bin bir zorlukla göç etmiş.
Eskiden milletimiz bu yakın tarihin en acı günlerini hayal meyal hatırlıyordu, bugün ise gençler hiç bilmiyor. Hakikat çarpıtılarak ortaya konuluyor. - Abdülhamid Türk hükümdarıdır ve bunun da bilincindedir. Diğer padişahlar kendilerini daha ziyade Müslümanların halifesi olarak görürken, Abdülhamid bu ulusu kimin taşıyacağının farkına varmıştır. Diğer yandan sorumluluklarının da bilincindedir ve Müslüman değerlerini de sahiplenir. Hiç kimse Abdülhamid kadar Arapları başa geçirmemiş, hiç kimse onun kadar Kürtlere iltifat etmemiştir. Arnavut'a ve Boşnak'a onun kadar değer veren yoktur. Türklere ayrı bir sevgisi var mıydı bilemeyiz ama ihtimam gösterdiği anlaşılıyor; doktor olmayan Anadolu'ya doktor getirmiş, çocukların yetişmesi için okul yaptırmıştır. Bunlar bugünle ölçüldüğünde olağan sayılabilir ama o dönem için çok büyük hadiselerdir. Sadece medeniyet bağlamında değil, kolaylık açısında da hizmet etmiştir. Mesela demir yolu atılımı sayesinde asker sevkiyatını hızlandırmıştır.
- Mimar Sinan'ın üslubu onun öğrencileriyle 17'nci yüzyılda da sürdü, sonra eridi. Çünkü 18'inci yüzyıl Osmanlı dünyası, 16'ncı yüzyıldaki kadar geniş ve renkli değildi. 18'inci yüzyılın mimarı bir-iki yüz yıl önceki ocaklı yoldaşları gibi geniş bir dünyayı tanıyamıyordu. Fazladan olarak yöneticiler, sanatçılar ve halk artık imparatorluk mimarisine değil, çağın gerektirdiği bir mimarlık sanatına ihtiyaç duyuyorlardı.
- Natalya gerçekten çok güzeldi. Moskova'daki yüksek cemiyetin en şık giyimlilerindendi ve daha da beteri, kendi güzelliğine âşık olacak kadar eksik akıllıydı. Puşkin bu evlilikte mutlu sayılmazdı. Çarın etrafındaki baskıcı çevreye karşı kendini dinginleştirecek insan, herkesten evvel yanı başındaki hayat arkadaşı olmalıydı. Bu evlilikten doğan kız çocuğu ileride anasını aratmayan güzelliği ve babasından aldığı esmerliği ile Lev Tolstoy'u etkiledi. Ünlü romanın kahramanı Anna Karenina gerçekte Puşkin'in kızının tasviridir.
- Osmanlı'nın resim dünyası ve anlayışı, çevreyi ve portreyi resmetmekten çok olayları ve hikâyeyi nakletmeye dayanır. Gerçi Osmanlı minyatür sanatında Matrakçı Nasuh gibi şehirleri resmedenler, Nigari gibi Kanuni Sultan Süleyman veya Barbaros Hayrettin Paşa'nın portrelerini çizenler de vardı.
- Hayat aslında sandığımızdan daha önemlidir ve sadece büyük adamların ve yöneticilerin değil, yönetilen sıradan insanın hayatı da tarihçi için çok önemli bir kaynaktır.
- Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023) / İlber Ortaylı - sf. 18 :
Türkleri konuşurken önce büyük bir coğrafyada ve inanç dünyasında Türkiye'nin öncülük rolünü bileceğiz. Bu önemli bir konudur. Bize modellik edecek başka kimse yok, ulus yok. Biz herkesin modeli olmak durumundayız.
,, - Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023) / İlber Ortaylı - sf. 20, 21 :
Yeni nesil Balkanları bilmiyor. Dedesi şehit düşmüş, gömülmüş 1912 - 1913 bozgununda... İnsanlar oradan bin bir zorlukla göç etmiş.
Eskiden milletimiz bu yakın tarihin en acı günlerini hayal meyal hatırlıyordu, bugün ise gençler hiç bilmiyor. Hakikat çarpıtılarak ortaya konuluyor. - Abdülhamid Türk hükümdarıdır ve bunun da bilincindedir. Diğer padişahlar kendilerini daha ziyade Müslümanların halifesi olarak görürken, Abdülhamid bu ulusu kimin taşıyacağının farkına varmıştır. Diğer yandan sorumluluklarının da bilincindedir ve Müslüman değerlerini de sahiplenir. Hiç kimse Abdülhamid kadar Arapları başa geçirmemiş, hiç kimse onun kadar Kürtlere iltifat etmemiştir. Arnavut'a ve Boşnak'a onun kadar değer veren yoktur. Türklere ayrı bir sevgisi var mıydı bilemeyiz ama ihtimam gösterdiği anlaşılıyor; doktor olmayan Anadolu'ya doktor getirmiş, çocukların yetişmesi için okul yaptırmıştır. Bunlar bugünle ölçüldüğünde olağan sayılabilir ama o dönem için çok büyük hadiselerdir. Sadece medeniyet bağlamında değil, kolaylık açısında da hizmet etmiştir. Mesela demir yolu atılımı sayesinde asker sevkiyatını hızlandırmıştır.