Öylesine kırıklık vardı ki üzerimde sesimi çıkaramadım.Kinimi kusacak enerjim yok.
Diğer John Fowles Sözleri ve Alıntıları
- ama unutmak insanın yapabileceği değil, başına gelecek bir şeydir ve benim başıma gelmedi.
- ama unutmak insanın yapabileceği değil, başına gelecek bir şeydir ve benim başıma gelmedi.
- Özgürlüğü anladıkça, ona daha az sahip olursun!
- Çizimin tam karşıtı. Bir çizgi çekildikten sonra, iyi mi kötü mü olduğu bellidir. Oysa bir satır yazarsınız ve doğru gibi görünebilir, yeniden okununcaya dek.
- İnsan mutluluğun ve iyiliğin yüzeyini kazırsa, altından bütün çıkacak olan bu karanlıktır.
Siyah ve siyah, ve yine siyah. - Essex bataklıkları ve Arktik tunduralar gibi bir iki istisna dışında düz ve ağaçsız yerlerden hep nefret etmişimdir. Oralarda zamanın egemenliği var gibidir, zaman bir duvar saati gibi insafsızca tik tak eder. Ancak ağaçlar, zamanı saptırır yada daha çok bir sürü zaman yaratır. (sf 16)
- Ölümü iki nedenden dolayı sevmiyoruz. YaÅŸamı vaktinden önÂce sona erdiriyor; ve onun ötesinde ne yattığını bilmiyoruz. EÄŸitim almış insanlığın çoÄŸunluÄŸu günümüzde ölümÂden sonra bir yaÅŸamın olduÄŸundan kuÅŸkulu. Åžurası açık ki, tek biÂlimsel tutum bilinemezciliÄŸin tutumudur: Bilmiyoruz, o kadar. BaÂhis Durumu içindeyiz. Bahis Durumu, gelecekteki bir olay hakkında kesinliÄŸe sahip olaÂmayacağımız; ancak bu olayın doÄŸasına iliÅŸkin bir karara varmamıÂzın yaÅŸamsal olduÄŸu bir durumdur. Bu durum karşımıza bir at yarışının baÅŸlangıcında, kazananın adını bilmek istediÄŸimizde ortaya çıÂkar. En kötü olasılıkla onu kumar oynar gibi tahmin etme durumuÂna, en iyi olasılıkla da, geçmiÅŸteki kanıtlardan, zekice bir tahmin yürütme durumuna düşeriz. ÇoÄŸu ciddi kumarbaz ikinci yöntemin çıÂkarlarına daha çok yaradığını bilir; ölümden sonra baÅŸka bir yaÅŸamın varlığıyla bütünsel bir yok olma arasındaki yarış üzerinde bahse girmek istediÄŸimizde de kullanmamız gereken bu yöntemdir. Ä°ki atımız, ama elbette üç seçeneÄŸimiz var, bahse girmeÂmenin en iyisi olduÄŸunu yani, bilinemezci kalmayı da seçebiliriz. (...) EÅŸitsizlik insanı sürekli olarak zalimce ezdiÄŸi için ölümden sonra yaÅŸam fikri insanın aklından hiç çıkmamıştır. Bu fikir sadece yokÂsullara. hastalara, tarihin talihsiz maÄŸdurlarına çekici gelmemiÅŸ, bütün dürüst insanların adalet duygularına da hitap etmiÅŸtir. ÇoÄŸu kez de, toplumda eÅŸit olmayan bir var olan durumu sürdürme fikri onları isyan ettirdiÄŸi için böyle olmuÅŸtur. Bu inanç, bir yerde, hepimizin kendi liyakatimize göre ödüllendirileceÄŸi mutlak bir adalet sistemi ve mutlak bir yargı günü olduÄŸunu ileri sürer. Ancak insanlığın gerçek özlemi ölümden sonra bir yaÅŸam deÄŸildir; burada, ÅŸimdi ölümden sonra bir yaÅŸamı gereksiz kılacak bir adaÂletin kurulmasıdır. Bu mit, varoluÅŸsal gerçekliÄŸin hayal kırıklıkları için telafi edici bir fantezi, ruhsal bir emniyet subabıydı. Dünyamızda adalet kuracak olan kendimiziz; ölümden sonra bir yaÅŸam inancının yavaÅŸ yavaÅŸ kaybolmasına olanak tanıdıkça, öte yandan dünyamızın görünen eÅŸitsizliklerini düzeltmek için bir ÅŸeyler yaptıkça. Dünyamızın kötü tasarlanmış bir motoru var. Bu, mit'in yakıtını kulÂlanarak yüzyıllardır çok ısınmadı. Ancak ÅŸimdi yakıt düzeyi hayra alamet olmayacak ölçüde aÅŸağı düşüyor. Bu nedenle, bilinemezci kalmak yeterli deÄŸil. Öteki at'a oynamalıyız: Bir yaÅŸamımız var ve o, beden kadar bilincin de tümel bir yok olmasıyla sona eriyor. Önemli olan gelecek dünyada bizim kiÅŸisel olarak lanetlenmemiz ya da kurtuluÅŸumuz deÄŸildir, varolan dünyadaki türdeÅŸlerimizin lanetleniÅŸi ya da kurtuluÅŸudur. (...) Ölümü sevmiyoruz çünkü neredeyse her zaman çok çabuk geliyor. Sonsuza deÄŸin yaÅŸamış olsak daha mutlu olurduk giÂbisinden, ölümden sonra bir yaÅŸamın arzulanabilirliÄŸi yanılsamasının içindeyiz. Arzular her zaman onları tatmin eden ÅŸeyin uzamına yöneliktir. Daha ikiyüz yıl önce kırk yaşına eriÅŸmiÅŸ olan bir kimse ortalama ömrü aÅŸmış oluyordu; ve belki ikiyüz yıl sonra yüz yaşına eriÅŸmiÅŸ olanlar bugünün yetmiÅŸÂlikleri kadar olaÄŸan olacak. Ama yine de daha uzun bir yaÅŸamı arzulayacaklar. Ä°nsanlarda iki eÄŸilim vardır; birincisi, yanlış yola saptırılmış olan ölümü evcilleÅŸtirmek, ölümün yaÅŸam gibi olduÄŸunu ileri sürÂmektir; ötekiyse, ölümün yüzüne çekinmeden bakmaktır. Ölümü evcilleÅŸtirenler ölümden sonra yaÅŸama inanırlar; özenle hazırlanmış ölüm sonrası seremonilerden hoÅŸlanırlar. Ölüme karşı tutumları örtÂmece deyiÅŸlerle dile getirilir; ölüm ?öte yana geçmek'tir ve ?daha iyi bir yere gitmek'tir. Gerçek ölüm süreci ve çözünüp dağılma sansür edilir. Bu tür kiÅŸiler eski Mısırlılarla aynı zihniyeti paylaşırlar. ?Öte yana geçmek': Görsel sahte analojidir. Ölü olmak hiçliktir, olmayıştır. Bütün büyük dinler ölümün hiçbir ÅŸey olmadığını anlatmaya çalışırlar. Gelecek baÅŸka bir yaÅŸam vardır. Ama ne için? Yalnızca inÂsanlar için mi? Ya da neden yalnızca insanlar ve hayvanlar için? Cansız ÅŸeyler için neden yoktur? Ä°nsanlar için ne zaman baÅŸlamıştır? Pekin insanından önce mi, sonra mı?
- Sıradan insan uygarlığın lanetidir.
- Onun hakkında çok şey öğrenmeye başlamıştım ve birini tanımak insanı ister istemez o kişiye yakınlaştırır.Başka bir gezegende olmasını istese bile.
- Gerçekte, üzgün değilim. Ama hiç üzülmüyor da değilim...