Önce çalışma masasının ardındaki Osmanlı h - AlıntıSöz

Önce çalışma masasının ardındaki Osmanlı haritasına takılıyor. Bu bir harita mı, yoksa antika mı? Her ikisi de tabii. Yer isimlerine bakarım deyip almıştı sahaflardan. Derken zamanla Osmanlı haritaları çekildi ortalıktan, çerçevelenip duvara asıldı, antika oldu. Ağır ağır yaklaşıyor çalışma masasına. Rahmetli pederinden kalmış, ağır, koyu renkli, antika masaya. Bu antika lafı da nereden çıktı. Acı acı gülüyor etrafına bakınınca. Oda bir baştan bir başa antika dolu. Oysa antikadır diye alınmamıştı bu eşyalar, kitaplar. Buna emin. Kitaplar kitaptır diye, porselen fincanlar fincandır diye. Çin işi, incelikli, beyazına gün ışığı vurunca, buğulu çay rengini gün ışığında parlatınca. O bir çay meraklısı, antikacı değil. Masaya yığılmış kamusların üzerine koyarak bir elini, göz ucu ile açık duran kitaptan bir süre takip ediyor satırları.