Ölümle; insanlar, bir bilgeliği, ortaklaşa algılamış mı olurlardı? Herkes, o sessiz oturuşta, acaba, biraz da kendi ölümünü mü düşünürdü? Aslında, ölüm de, kendi başına biri miydi? Ölümün de arkadaşları olur muydu? Ölüm hiç yorulmaz mıydı? Ölüm kaç türlüydü? İnsan mı büyüktü, ölüm mü büyüktü? Tanrı, bu ikisini, sürekli, birbiriyle savaştırıyor muydu? İki tarafın da mühimmatı yeterli miydi? Bunun sonunda kesin bir yengi var mıydı? Ötedünya, bu yengiden sonraki bitimsiz ışık mıydı? Bitimsiz karanlık da yok muydu? Hiç sönmeyecek ateşler de olmayacak mıydı? Yargılanma; ölümde önce miydi, ölümden sonra mıydı?
Diğer Nuri Pakdil Sözleri ve Alıntıları
- Gül nevileri de dahil kirlenmeyen çiçek mi kaldı ki!
- Çağın deli gömleğini görüyoruz: Kentin, kendi kendine yabancılaşarak şişen-sarkan cüssesi.
- Irkçı değiliz; çünkü uygarlığımızın özündeki inanç, ırkçılığı kesinlikle reddeder. Irkçılık , Avrupanın, inancımızdaki eşitliğin tüm insanlığa yayılmasını durdurmak; ortak inancın evrensel yurdu içinde birleşmiş ulusumuzu bölmek için yaptığı emperyalist bir girişimin adıdır.
- Tarih Tekbir öğreti
Görmek en büyük yeti - Kutsal inadı olanlar gerekli
Bir kalbi daha olanlar gerekli - Harikadır cümle ilk yazıldığında
Koşmaya başlasın da o zaman gör sen - Sorumlusunuz , bütün yaptıklarınızdan, olanlardan ülkenizde ve ülkeniz olmayan yerlerde, ilginiz ve bilginiz oranında.
- Direniş varoluşun deneyidir
- Hız telaşı tedirgin etti iç sistemimizi. Belki " en iyisi yürüyerek gidilir yaşamaya."
- " Direnç gömleğimi giydim!" sözü "Sürekli okuyorum" anlamına geliyor.