Çocukların, geleneksel bilgiyi emmek zorunda olmaları nedeniyle, doğru veya yanlış, haklı veya haksız büyüklerin onlara söyleyeceği her şeye inanacakları olasılığı çok acıdır, ama başka türlüsü de olası değildir. Yetişkinlerin onlara söylediği birçok şey doğrudur ve kanıtlara dayanır veya en azından mantıklıdır. Fakat eğer bu söylenenlerin bir kısmı yanlış, aptalca ve hatta ahlaksızcaysa çocukları bunlara da inanmaktan koruyacak hiçbir şey yoktur. Peki çocuklar büyüdüklerinde ne yaparlar? Elbette bunu bir sonraki çocuk nesline anlatırlar. Bu yüzden bir şeye güçlü bir şekilde bir kere inanıldığında (ilk ortaya çıktığında ona inanmak için herhangi bir neden olmasa bile) o şey sonsuza kadar gidebilir. Dinlerde olmuş olan şey bu olabilir mi? Bir Tanrı veya Tanrılar olduğu inancı, Cennet inancı, Meryem'in hiç ölmediği inancı, İsa'nın hiç insan babasının olmadığı inancı, dualara cevap verildiği inancı, şarabın kana dönüştüğü inancı; bu inançların hiçbiri düzgün bir kanıta dayanmaz. Yine de milyonlarca insan bunlara inanır. Belki de bunun nedeni, her şeye inanacak kadar küçük yaştayken bunlara inanmalarının söylenmesidir. (...) Bütün bunlar hakkında ne yapabiliriz? Bu konuda senin bir şey yapman kolay değil çünkü sen sadece on yaşındasın. Ancak şunu deneyebilirsin. Bundan sonra birisi sana önemliymiş gibi gözüken bir şey söylerse, kendi kendine söyle düşün; 'Bu, insanların olasılıklı kanıtlar dolayısıyla bildiği türden bir şey mi? Yoksa bu, insanların sadece gelenek, otorite veya vahiy yüzünden inandığı türden bir şey mi?' Bundan sonra biri sana bir şeyin doğru olduğunu söylediğinde, neden onlara şunu sormayasın: 'Bunun için ne gibi bir kanıt var?' Sana iyi bir cevap veremezlerse, umarım sana söylediklerinin tek kelimesine bile inanmadan önce çok dikkatli düşünürsün. Seni seven Baban
Diğer Richard Dawkins Sözleri ve Alıntıları
- "..bir doktor, dindar bir kadına sadece birkaç aylık ömrünün kaldığını söylediğinde, bu kadın neden Seyşeller'de bir tatil kazanmış gibi heyecanla gülümsemez? 'Sabırsızlıkla bekliyorum!' demez? Dindar insanlar ölümle karşılaştıklarında neden böyle davranmazlar? Bunun sebebi inanırmış numarası yaptıkları safsatalara içtenlikle inanmamaları olabilir mi?"
- "..bir doktor, dindar bir kadına sadece birkaç aylık ömrünün kaldığını söylediğinde, bu kadın neden Seyşeller'de bir tatil kazanmış gibi heyecanla gülümsemez? 'Sabırsızlıkla bekliyorum!' demez? Dindar insanlar ölümle karşılaştıklarında neden böyle davranmazlar? Bunun sebebi inanırmış numarası yaptıkları safsatalara içtenlikle inanmamaları olabilir mi?"
- Ben son derece inançlı bir inançsızım.
- Deniz fenerleri kiliselerden daha yararlıdır.
- Tüm halkların kabileci atalarına dair epik efsaneleri vardır ve bu efsaneler çoğunlukla, dini kültlere dönüşerek kamusallaşırlar. İnsanlar atalarını sayar, hatta onlara tapınırlar. Bunda da haklıdırlar, çünkü yaşamı anlamanın anahtarı doğaüstü tanrılarda değil, gerçek atalardadır.
- Dinin bizden böylesi eşsiz ve ayrıcalıklı bir saygı görmesini sağlayan önemli özelliği nedir?
- Her şeyi bilen,
Geleceği gören tanrı
Gelecekteki fikrini değiştirmek için,
Her şeye gücü yetme özelliğini kullanabilecek mi? - İnsansı duyguları bir amipten daha fazla olmayan bir insan fetüsü, yetişkin bir şempanzeye gösterilenden çok daha ileri bir saygı ve yasal koruma altındadır.
- Bir önceki bölümdeki mektup arkadaşım rahip, bir yabanarısı sayesinde inançlı olmuştu. Charles Darwin ise inancını, bir başka yabanarısı yüzünden yitirmişti. Darwin şöyle yazmıştı: "Lütufkâr ve her şeye kadir Tanrı'nın Ichneumonidae'yi (Özellikle tırtılların içinde yaşayarak beslenen patazitik bir sinek türü) açıkça canlı Tırtılların bedenleri içinde beslenmesi niyetiyle yarattığına ikna olamıyorum."
- ''Edinilmiş özellikler kalıtsal değildir.Yaşamınız boyunca ne kadar bilgi ve akıl edinirseniz edinin,bir damlası bile çocuklarınıza genetik yollarla geçmez''