Yaşamımın,öyküdeki yeşil incir ağacı gibi önümde dallanıp budaklandığını görüyordum.Her dalın ucunda tombul, mor bir incir gibi eşsiz bir gelecek beni çağırıyor, göz kırpıyordu. İncirlerden biri, bir eş, mutlu bir yuva ve çocuklardı. Bir başkası, ünlü bir ozan, öteki parlak bir profesör, biri şaşırtıcı editör Ee Gee, öbürü Avrupa, Afrika ve Güney Amerika, biri Constantin, Sokrates, Attila ve garip adları değişik meslekleri olan daha bir yığın aşık, bir başkasıysa Olimpiyat takım şampiyonu bir kadındı. Bu incirlerin üzerinde ve ötesinde, ne olduklarını pek çıkaramadığım daha bir sürü incir daha vardı. Kendimi dalların çatallandığı noktada otururken görüyordum. Ve incirlerden hangisini seçeceğime bir türlü karar veremediğim için açlıktan ölüyordum. Hepsini ayrı ayrı istiyordum incirlerin, ama birini seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti. Ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer toprağa, ayaklarımın dibine düşüyorlardı.
Diğer Sylvia Plath Sözleri ve Alıntıları
- Bir erkeğin evlenmeden önce bir kadına verdiği tüm güllere, öpücüklere ve akşam yemeklerine karşın, gizliden gizliye istediği tek şey, evlilik işlemleri biter bitmez kadının mutfak paspası gibi ayaklarının altına serilmesiydi.
- Sırça Fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalmış biri için dünyanın kendisi kötü bir düştür
- Bir gün bir yerde -okulda,Avrupa'da,herhangi bir yerde- o boğucu çarpıtmalarıyla sırça fanusun yeniden üzerime inmeyeceğini nasıl bilebilirdim?
- Bir şeyin öldüğünü ve özgür olduğunu düşünürsün ve sonra onu içine çöreklenmiş sana gülerken bulursun.
- Bu rüyanın siyah deri ceketli adama ait olduğunu nereden bildiğimi soracaksınız. Bilmiyorum. Sadece, bunun onun rüyası olduğuna inanıyorum ve rüyayı yeniden yaratmakta harcadığımdan daha fazla enerji, gözyaşı ve istekle bu inanç üzerinde çalışıyorum.
- İnsanlar büyüyecek, gözlerimizin önünde değişime uğrayacak zamanı buluyorlar.
- Baş ağrısı akbabanın gagası gibi maviliğin içinden dönüp yeniden saplanmıştı.
- Sonra bir gün kumsalı oluşturan şeyler gözümün merceğinde kendi kendilerini sonsuza dek yaktılar.
- Bir erkeğin evlenmeden önce bir kadına verdiği tüm güllere, öpücüklere ve akşam yemeklerine karşın, gizliden gizliye istediği tek şey, evlilik işlemleri biter bitmez kadının mutfak paspası gibi ayaklarının altına serilmesiydi.
- Sırça Fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalmış biri için dünyanın kendisi kötü bir düştür