Yalnızca, narsisist kişinin küçümseyici ve aşağılayıcı tavırlarını kabul edebilen ve buna rağmen ya da bundan ötürü ona olan hayranlığı giderek artan kişiler böyle bir ilişki içinde kalabilirler, tabii böyle bir beraberlik ilişki olarak kabul edilebilirse. Çünkü beraberlik, ancak, partner konumundaki kişinin kendisini ortadan silmesi ve umutlarından, beklentilerinden, hayallerinden, cinsel ve ruhsal ihtiyaçlarından vazgeçmesiyle sürdürülebilir. ??.bu iki birlikte, ölümcül bir dansı sürdürürler. Bu öyle bir danstır ki her iki taraf da birbirini şekillendirir. Birinin itaati diğerinin üstünlüğü ya da birinin mazoşizmi diğerinin sadizmini besler, beraberliğin giderek tırmanan enerjisi şiddete kadar varabilen saldırganlığa ulaşarak? Narsisist, kendine hayran, itaatkar, her an ihtiyaçlarını karşılamaya amade bir partner olamadan kendisini tamamlanmış hissedemez? Çünkü tüm evreni kendi zihninde taşır.
Diğer Engin Geçtan Sözleri ve Alıntıları
- Güzellik, ona sahip olan kişiye hoşluk yaşatan bir nesne ya da şekildir. Aslında söz konusu nesne, güzel olduğu için ona sahip olana haz vermez, kendisine haz verdiği için onu güzel bulur..
- ''Sen ya ölüydün ya da ölümsüz,hiç fani olmadın ki!'' Kısa bir sessizliğin ardından sesi tekrar duydu. bu kez daha acımasız.
'' Ölümden değil, yaşamaktan korkmuştun! '' - Yabancılaşma, insanın üzerine çöken en ağır duygu olmalı, yaşattığı dünyasızlığıyla. Panik atağın ölüm agonisini andıran çaresizliğinden ya da depresyonun iflah olmayacağına inanılan karamsarlığından da ağır. Panik atağa dünyaya yönelik bir imdat çağrısı, depresyona dünyaya yönelik öfke eşlik eder,yabancılaşmada ise dünya silinir.
- "İnsan geleceği düşünmeye başladığı andan itibaren, yaşamakta olduğu cenneti terk edip anksiyete dünyasına adım atar; üzerine kaygının gri tonu çöker, hırs dürtüsü oluşur, mülkiyet başlar ve "düşünceden yoksun" yabanın keyifli hayatiyeti kaybolur."
- Güzellik, ona sahip olan kişiye hoşluk yaşatan bir nesne ya da şekildir. Aslında söz konusu nesne, güzel olduğu için ona sahip olana haz vermez, kendisine haz verdiği için onu güzel bulur..
- ''Sen ya ölüydün ya da ölümsüz,hiç fani olmadın ki!'' Kısa bir sessizliğin ardından sesi tekrar duydu. bu kez daha acımasız.
'' Ölümden değil, yaşamaktan korkmuştun! '' - Yabancılaşma, insanın üzerine çöken en ağır duygu olmalı, yaşattığı dünyasızlığıyla. Panik atağın ölüm agonisini andıran çaresizliğinden ya da depresyonun iflah olmayacağına inanılan karamsarlığından da ağır. Panik atağa dünyaya yönelik bir imdat çağrısı, depresyona dünyaya yönelik öfke eşlik eder,yabancılaşmada ise dünya silinir.
- "İnsan geleceği düşünmeye başladığı andan itibaren, yaşamakta olduğu cenneti terk edip anksiyete dünyasına adım atar; üzerine kaygının gri tonu çöker, hırs dürtüsü oluşur, mülkiyet başlar ve "düşünceden yoksun" yabanın keyifli hayatiyeti kaybolur."
- Belki de kendimizi başkalarıyla kıyaslamalıyız, ama sadece gönül fakirliği ve zenginliği açısından.
- Kimin yazgısını kimin belirlediği bilinmez.